Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/9983 Esas 2011/28312 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/9983
Karar No: 2011/28312

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/9983 Esas 2011/28312 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Borçlu, haczedilen evin haline münasip olduğunu ve başka evi bulunmadığını belirterek haczedilmezlik talebinde bulunmuş. Ancak, taşınmazın tapu kaydına bakıldığında, daha önce birinci ve ikinci dereceden ipoteklerin bulunduğu görülmüştür. Mahkeme, meskeniyet şikayetine konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin niteliği ilgili bankadan sorulmalı ve eksik inceleme ile hüküm tesis edilemeyeceği kararına varmıştır. Kararda İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri referans olarak alınmıştır. İİK 366, icra dairelerinin kıymet takdirlerine karşı yapılacak şikayetlerin incelenmesi hakkındadır. HUMK’nun 428. maddesi, kararın hukuka uygunluğunu denetlemek üzere temyiz incelemesinde yapılacak işlemleri düzenlemektedir.
12. Hukuk Dairesi         2011/9983 E.  ,  2011/28312 K.

    "İçtihat Metni"

     MAHKEMESİ : İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 16/03/2011
    NUMARASI : 2010/872-2011/342

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
    Borçlu vekili, icra mahkemesine başvurusunda; haczedilen evin haline münasip olduğunu, başka evi bulunmadığını ileri sürerek haczedilmezlik şikayetinde bulunmuştur. Mahkemece şikayetin reddine karar verilmiş ise de; taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde, haciz tarihinden önce 03.08.2005 ve 19.06.2008 tarihli Denizbank A.Ş. lehine kurulmuş birinci ve ikinci dereceden ipoteklerin bulunduğu görülmektedir.
    Borçlunun, daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira, zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller.
    Mahkemece, meskeniyet şikayetine konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin niteliği ilgili bankadan sorulmalı ve ipotek akit tablosu celbedilerek ipoteğin hangi amaçla tesis edildiği öncelikle saptanmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ  : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 05/12/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.