10. Ceza Dairesi 2015/4724 E. , 2016/1063 K.
"İçtihat Metni"
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Suç Tarihi : a) 17.09.2014 (her üç sanık hakkında)
b) 05.01.2015 (sanık V... hakkında)
Temyiz incelemesi, müdafilerinin isteği üzerine sanıklar A.. H.. ve C.. D.. ile, duruşmalı inceleme isteği olmayan ancak duruşma sırasında hazır bulunan müdafii talebi üzerine duruşmaya kabul edilen sanık V.. H.. hakkında resen duruşmalı olarak yapıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
1- Gizli soruşturmacının ancak TCK"nın 220. maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan "örgüt kurma" ve "örgütü yönetme" suçları ile örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmiş olması şartıyla CMK"nın 139. maddesinde sınırlı olarak sayılan diğer suçlar için görevlendirilebilir. Bunlar dışındaki suçlar nedeniyle görevlendirilen gizli soruşturmacı "adlî kolluk görevlisi değil ise" topladığı deliller hukuka aykırıdır.
Somut olayda örgüt olmadığı gibi, suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlendiğine ilişkin bir iddia da bulunmamaktadır. Bu nedenle gizli soruşturmacı görevlendirilmesine ilişkin karar kanuna aykırıdır.
Gizli soruşturmacı olarak görevlendirilen kişi "adli kolluk görevlisi ise" hukuki statüsü gizli soruşturmacı olmayıp "kimliğini gizleyen adli kolluk görevlisidir" ve kollukla ilgili kanunlar ile CMK"daki hükümlerde yer alan genel yetkisi ve görevi kapsamında olmak üzere, Cumhuriyet savcısının sözlü veya yazılı emirleri doğrultusunda delil toplayabileceğinden, bu nitelikte topladığı deliller hukuka uygundur.
Sanıkların aleyhlerine olan tutanakları kabul etmediklerini söylemeleri ve savunmaları dikkate alınarak; 15.09.2015 tarihli suça ilişkin tutanakları düzenleyenlerin adlî kolluk görevlisi olup olmadıklarının tespiti, adli kolluk görevlileri ise diğer tanıklar gibi kimlikleri gizlenmeden ve sanıklar ile müdafilerine soru sorma olanağı da tanınarak tanık olarak dinlenmeleri, sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak bu suçla ilgili sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
2- Hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı işlem yapılan tanık E.. A.."nun sonradan döndüğü kolluk görevlilerince alınan ifadesi dışında, atılı suçu işlediğine ilişkin, savunmasının aksine, şüpheyi aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden, sanık V.. H.. hakkında 05.01.2015 tarihli suçtan dolayı beraat kararı verilmesi gerekirken, zincirleme suç kapsamında kabul edilerek bu sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinin uygulanması,
3- Kabule göre; hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar A.. H.. ve C.. D.. müdafileri ile sanık V.. H.."in temyiz itirazları ile sanıkların müdafilerinin duruşmadaki savunmaları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, sanık V.. H.. hakkında resen de incelenen hükümlerin BOZULMASINA; hükmolunan hapis cezasının süresi ile tutuklama tarihine göre sanık A.. H.. hakkındaki salıverilme isteğinin reddine, 31.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
TEFHİM TUTANAĞI
31.03.2016 tarihinde saat: 14.00"de verilen bu karar Yargıtay Cumhuriyet savcısı İ...D...nun katılımıyla ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık A.. H.. ve C.. D.. müdafii Avukat D... Y...Ş..., sanık V.. H.. müdafii Avukat N... Ö..."in yokluklarında 31.03.2016 tarihinde yöntemine uygun biçimde, açık olarak okunup anlatıldı.