Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5596
Karar No: 2018/8723
Karar Tarihi: 08.10.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/5596 Esas 2018/8723 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2017/5596 E.  ,  2018/8723 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı .... vekili ve davalı .... (Kozlu Gıda İmal. San.Tic.Taş. A.Ş.) vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-


    Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, davacı ..."in idaresindeki araca çarpmasıyla oluşan kazada davacının ağır biçimde yaralanıp işgöremez hale geldiğini, pekçok tedavi gideri yapmak zorunda kaldığını, davacı ..."in uğradığı bu cismani zarar nedeniyle her iki davacının da manevi zarara uğradıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı ... şirketi sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla 70.000,00 TL. manevi ve 1.000,00 TL. maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 15.02.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini 23.229,92 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı ... şirketi vekili, poliçe limiti olan 30.000,00 TL. ile sınırlı biçimde ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını, sosyal güvenlik kurumları tarafından davacıya yapılan ödemelerin tazminattan düşülmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı .... (Kozlu Gıda İmal. San.Tic.Taş. A.Ş.) vekili, davacı yanın maddi zararlarından araç sigortacısının sorumlu olduğunu, istenen manevi tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 23.229,92 TL. maddi tazminatın, davalı ... şirketi yönünden dava ve diğer davalılar yönünden kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte müteselsilen tahsiline; davacıların manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile davacı ... için 25.000,00 TL. ve Ayşe için 5.000,00 TL"nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı .... vekili ve davalı .... (Kozlu Gıda İmal. San.Tic.Taş. A.Ş.) vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 95 vd. maddeleri gereği, davalı .... (Kozlu Gıda İmal. San.Tic.Taş. A.Ş.) vekilinin eksik temyiz karar harcının yatırılmasına ilişkin eski hale getirme talebinin kabulü ile, harcın kesin sürede tamamlanmaması nedeniyle temyiz isteminin reddine ilişkin verilen 31.10.2017 tarihli mahkeme ek kararın kaldırılmasına ve bu davalı vekilinin temyiz talebinin de incelenmesine karar vermek gerekmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davaya konu kazaya karışan aracın sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı sıfatıyla husumet yöneltilen davalıların, davacıya karşı müteselsilen sorumlu oldukları, davacının müteselsil sorumluların birinden zararın tamamını talep edebileceği gibi tüm sorumlulardan da zararın giderilmesini isteyebileceği dikkate alındığında, araç işleteni olan davalı .... (Kozlu Gıda İmal. San.Tic.Taş. A.Ş.)"nin de sigortacıyla birlikte zarardan sorumlu tutulmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davalı .... (Kozlu Gıda İmal. San.Tic.Taş. A.Ş.) vekilinin, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Davacılar vekili, dava konusu kaza sonucu davacı ..."in yaralanmasından duyulan üzüntü nedeniyle, toplam 70.000,00 TL. manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece talebin kısmen kabulüne karar verilerek hükümde belirtilen miktarda manevi tazminata karar verilmiştir.
    6098 sayılı TBK"nun 56. (818 sayılı BK"nun 47.) maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    O halde mahkemece; meydana gelen trafik kazası sonucu davacı ..."in yaralanması nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geldiği tarih ve paranın alım gücü, zararın boyutu göz önünde bulundurularak davacılar için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde daha düşük manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan, bir miktar yüksek manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
    3-Samsun SGK İl Müdürlüğü"nün 09.05.2008 tarihli cevabi yazısında, davaya konu kaza iş kazası olarak kabul edilip davacıya 97.448,18 TL. peşin sermaye değerli gelir ödemesi yapıldığının bildirildiği; davalı ... şirketi tarafından sunulan belgeye göre ise, SGK Başkanlığı tarafından, eldeki davanın davalılarından sigorta şirketinin de içinde bulunduğu davalılar aleyhine, Kavak Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2006/70 Esas sayılı dosyasında rücuen tazminat davası açıldığı; mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda, SGK tarafından yapılan ödeme düşülmeden tazminatın belirlendiği ve mahkemenin bu rapora göre maddi tazminatı hüküm altına aldığı görülmektedir.
    Davacı tarafın, aynı zarara ilişkin olarak birden fazla kez tazminat almak suretiyle ve davalı yanın da aleyhine olacak biçimde sebepsiz zenginleşmesinin önüne geçilmesi bakımından; dava dışı SGK Başkanlığı tarafından, davacının maluliyeti nedeniyle ödenen bedelin rücuen tahsili için Kavak Asliye Hukuk Mahkemesi"nde açılan 2006/70 Esas sayılı dava sonucunun araştırılması ve gerektiğinde işbu davanın sonuçlanmasının beklenmesi; bu davada rücuen tazmin kararının kesinleşmesi halinde, SGK tarafından yapılan peşin sermaye değerli gelir düşülmek suretiyle tazminatın belirlenmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
    4-Davaya konu olay tarihi itibariyle yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 41. maddesinde (6098 sayılı TBK"nun 49. md.) haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de (TBK"nun değişik 72. md) haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararının tazmini istemiyle açacağı davaların zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine (TBK"nun 72. maddesinde 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri öngörülmüştür) tabi bulunduğu belirtilmiştir.
    Buna karşılık 2918 sayılı KTK"nun 109/1 maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler için, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak 10 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Maddenin özellikle 2. fıkrasında "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğarsa" ifadesi ile kanun koyucu taraf ayrımı yapmaksızın (davacı, davalı veya dava dışı 3. kişi) yapmış olduğu fiil cezayı gerektiriyor ise uzamış ceza zamanaşımı uygulanacağı ifade edilmiştir. Görüldüğü gibi, BK"nun 60. ve 2918 sayılı KTK"nun 109/2. maddesindeki düzenlemeler, zamanaşımı süresinin başlangıcı yönünden birbirine paraleldir. Aralarındaki tek fark, zamanaşımı süresinin trafik kazalarından doğan tazminat talepleri bakımından 1 yıl yerine, 2 yıl olarak öngörülmesidir. (TBK"nun 72. maddesi ile bu konuda da paralellik sağlanmıştır.) 2918 sayılı Kanun"un anılan madde hükmünde gözden kaçırılmaması gereken husus, Ceza Kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin sadece eylemin ceza kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece
    eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır.Dahası söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlular (örneğin işleten) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür(HGK"nun 05.06.2015 tarih 2014/17-2198, 2015/1495 sayılı kararı).
    Açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; kaza sonucu davacı ... yaralanmış olup, davacının yaralanması kalıcı işgöremezliğe yol açacak boyutta olmuştur. Kaza tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK"ya göre zamanaşımı süresi 5 yıldır. Davaya konu trafik kazası 10.11.2003 tarihinde meydana gelmiş, maddi tazminat istemini içeren dava, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak, kısmi dava biçiminde, 01.04.2004 tarihinde (süresinde) açılmıştır. Yargılama sırasında davacı taraf, 15.02.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle, davacı için maddi tazminatı talebini 23.229,92 TL"ye yükseltmiş; davalı .... vekili tarafından yasal sürede (davanın esasına ilişkin beyan süresi olan 2 hafta içinde), ıslah edilen kısma ilişkin olarak zamanaşımı def"i ileri sürülmüştür.
    Bu durumda mahkemece; kaza tarihi ile ıslahın yapıldığı tarih arasında, davaya konu olay bakımından uygulanması gereken 5 yıllık ceza zamanaşımı süresinin geçtiği, davalı .... vekilinin, süresinde zamanaşımı def"ini ileri sürdüğü gözetilerek, bu davalı yönünden ıslah edilen kısım için davacı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    Kabule göre de; maddi tazminatın hesabında, Dairemiz"in yerleşik uygulamaları gereği, davacının muhtemel bakiye yaşam süresinin PMF Tablosu"na göre belirlenmesi ve işleyecek evre hesabında gelirin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle belirlenecek peşin değerinin esas alınması gerekirken; CSO 1980 Talosu"na göre ve % 3 teknik faiz esasıyla hesaplama yapan rapordaki hesaplamaların benimsenmesi doğru değil ise de temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.
    SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı .... (Kozlu Gıda İmal. San.Tic.Taş. A.Ş.) vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; hükmün (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı
    .... (Kozlu Gıda İmal. San.Tic.Taş. A.Ş.) yararına; (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı .... yararına BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar .... (Kozlu Gıda İmal. San.Tic.Taş. A.Ş.) ve ...."ye geri verilmesine 08/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi