Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/1351
Karar No: 2015/5227
Karar Tarihi: 09.02.2015

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015/1351 Esas 2015/5227 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2015/1351 E.  ,  2015/5227 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
    DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde davacı ve davalılardan ... avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi B.Çatak Irız tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı, iş akdinin haksız ve ihbarsız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı ...; davacı ile aralarında iş ilişkisinin bulunmadığı, diğer davalı Şirkete Belediyenin temizlik işinin verildiği ve ihale makamı olduğunu, taraf sıfatı bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    Davalı ....; davacının iş akdinin belirli süreli iş sözleşmesi olduğunu ve iş akdinin devamsızlığına binaen haklı nedenle feshedildiğini savunmuştur.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkeme, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanarak davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı davacı ve davalılardan ... temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı ve davalılardan ...’nın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasında davalı Belediye ile Şirket arasındaki ilişki ve bu ilişkinin dava konusu hak ve alacaklara etkisi tartışmalıdır.
    Davacı işçi, davalılardan ....’nin diğer davalı Belediye’nin temizlik işlerini üstlendiğini ve taşeronu olduğunu, kendisinin de Belediye’nin hizmet binasında halkla ilişkiler biriminde erzak dağıtım işinde görev yaptığını iddia ederek dava konusu hak ve alacakların tahsilini talep etmiştir.
    Mahkemece, davalı ...’nin diğer davalı Belediye’den temizlik işini ihale ile aldığını ve ihalenin konusunun temizlik işleri olmasına rağmen davacının Belediye’nin asıl işlerinden olan halkla ilişkiler servisinde çalıştırıldığından gerçek işvereninin Belediye olduğu, davacının sigortalı olarak gösterildiği davalı Şirketin işçi temini yoluna gittiği, ancak iş hukukunda işçi teminin yasal düzenlemesinin bulunmadığı gerekçesiyle davalılarda ... hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir.
    Somut olayda davalı mevkîinde bulunan Belediye ve Şirket arasındaki ilişkinin tespiti çekişmeli olup, dosyadaki bilgi, belgeler ve tanık anlatımlarından, mahkemenin şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğuna dair yaptığı saptama hukuken isabetlidir.
    Burada asıl ele alınması gereken mesele, muvazaa işleminin taraflarının dava konusu tazminat ve alacaklar karşısındaki sorumluluğunun tespitinden kaynaklanmaktadır.
    4857 sayılı Kanun’un 6 ncı fıkrasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi tanımlanarak, asıl işverenin alt işverenin işçilerine karşı alt işveren ile birlikte sorumlu olacağı hüküm altına alınmıştır.
    Takip eden fıkrada iki hal için muvazaa karinesi kabul edilmiş ve bu durumda alt işverenin işçilerinin başlangıçtan beri asıl işverenin işçisi sayılarak işlem göreceği hükme bağlanmıştır. Bunlar ise asıl işverenin işçilerinin haklarının kısıtlanması gayesine matuf olarak alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılması ile daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisinin kurulmasıdır.
    4857 sayılı İş Kanunu’nda öngörülen muvazaa kriterleri sınırlı sayıda olmayıp, örnek kabilindedir. Muvazaa Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiş olup, tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla kendi gerçek iradelerine uymayan ve aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmesini arzu etmedikleri görünüşte anlaşma olarak tanımlanabilir. Üçüncü kişileri aldatma amacı vardır ve sözleşmedeki gerçek amaç gizlenmektedir. Muvazaanın ispatı genel ispat kurallarına tabidir. İş Kanunu’nda yer alan muvazaa kriterleri ise adi kanunî karine olup, aksinin ispatı mümkündür.
    Her ne kadar muvazaayı düzenleyen Borçlar Kanunu’nun ilgili hükümlerinde muvazaalı sözleşmelerin hüküm ve sonuçları hakkında bir açıklık bulunmamakta ise de; taraflar arasında alacak ve borç ilişkisi doğurmayacağı, muvazaanın varlığının hiçbir süreye bağlı olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği, mahkemece kendiliğinden (resen) gözönünde bulundurulması gerektiği, belirli bir sürenin geçmesi, sebebin ortadan kalkması veya ilgililerin olur (icazet) vermesi ile geçerli hale gelmeyeceği hususları uygulamada ve bilimsel görüşlerde kabul edilmektedir.
    Ancak muvazaanın taraflarının iyi niyetli üçüncü kişilere karşı muvazaa olgusunu ileri sürerek sorumluluktan kaçamayacağı ve muvazaalı bir ilişkinin muvazaanın taraflarına da hak bahşetmemesi gerektiği de kabul edilmelidir.
    Aksi halde, muvazaanın tarafı olan şirketin yargılamada kendini vekille temsil ettirmesi halinde, husumet sebebiyle red kararı verdirilerek muvazaalı işlemin tarafı hakkında vekâlet ücretine hükmedilmesi de gündeme gelebilecektir.
    Dosya kapsamından davacı işçinin işverenler arasındaki muvazaanın tarafı olmadığı da açıktır. Buna bağlı olarak, muvazaanın taraflarından sadece Belediye’nin sorumluluğunun kabulü halinde davacı, işçilik hak ve alacaklarının tahsili bakımından sınırlandırıldığı gibi, aynı zamanda iyi niyetli davacı yönünden tarafı olmadığı muvazaanın ileri sürülemeyeceği kuralının ihlaline de sebebiyet verebilecektir.
    Netice itibariyle, Mahkemece davalıların işçilik hak ve alacakları bakımından müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davalılardan ... hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi