1. Hukuk Dairesi 2016/6405 E. , 2017/4326 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ :ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacılar, davalı ve dava dışı kişilerle birlikte kayden paydaş oldukları çekişme konusu 1923 sayılı parselde bulunan evin davalı tarafından kullanıldığını, alt kattaki dükkanın ise yine davalı tarafından kiraya verilmek suretiyle gelir elde edildiğini ve tüm ihtarlarına rağmen paylarına isabet eden bedelin ödenmediğini ileri sürerek 2008-2014 yılları arasındaki dönem için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000 TL ecrimisilin işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, olayda intifadan men şartının gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, intifadan men şartının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ve dava tarihinden geriye doğru 5 yıl için ecrimisile karar verilmiştir.
Çekişme konusu 1923 parsel sayılı taşınmazın davacılar, davalı ve dava dışı kişiler adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu ve davalı tarafından kullanıldığı sabittir.
Bilindiği üzere, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa ve maddi zararı yoksa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşma sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali ve davaya konu taşınmazın kamu malı olması halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı).
25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay"ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Somut olaya gelince; davacıların murisi Reşat"ın 25.01.2013 tarihinde öldüğü, bu tarihten sonra murislerinin payının davacılara intikal ettiği, çekişme konusu taşınmazın davalı tarafından diğer paydaşların muvafakati ile kullanıldığı, ancak eldeki davanın davacıları tarafından dava konusu taşınmazın da arasında bulunduğu bir kısım taşınmazlar için 26.07.2013 tarihinde ortaklığın giderilmesi davası açılması ile muvafakatin geri alındığı açıktır.
Hal böyle olunca, ortaklığın giderilmesi davası ile eldeki dava tarihi arasındaki dönem için belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken dava tarihinden geriye doğru 5 yıl için ecrimisile karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.