16. Hukuk Dairesi 2016/17995 E. , 2017/146 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda ... Köyü çalışma alanında bulunan ... ada ... parsel sayılı 772,91 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., kadimden beri köy halkı tarafından yol olarak kullanılan taşınmazın bir bölümünün davalı taşınmaz içinde ölçüldüğü iddiası ile bu bölüme ilişkin tapu kaydının iptali ve köy yolu olarak bırakılması istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 08.05.2014 tarih 2014/3628-5634 Esas ve Karar sayılı ilamıyla; dosya içerisine gelen belgelere göre dava konusu taşınmaz hakkında köy yoluna çit çekerek tecavüz ettiğinden bahisle davacı ... tarafından Kaymakamlığa başvurulduğu, Kaymakamlıkça men kararı verildiği, Kaymakamlıkça ayrıca Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulduğu, bunun üzerine ... hakkında sanık sıfatı ile Köyün ortak kullanımında bulunan taşınmaza tecavüz suçundan dolayı kamu davası açıldığı, mahkemece yapılan keşifte dinlenilen bilirkişi ve tanıkların taşınmazın bulunduğu yerde eskiden beri köylünün kullandığı yol bulunduğu ancak yolun ne kadarına tecavüz olduğunu bilemedikleri yönünde beyanda bulundukları, teknik bilirkişi tarafından düzenlenen raporda ise bilirkişilerce kadimden beri yol olarak iddia edilen kısmın krokisinde (A) harfi ile gösterilen ve 40,36 metrekare olan yer olduğunun belirtildiği, Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda sanık ...’nin inşaat malzemelerini korumak amacı ile çit çekerek yolu kapattığı, yolu sahiplenme kastının bulunmadığı, taşınmazın taşıt yolu olarak kullanılmayıp sadece katılan ve katılanı takip eden evlerin sahiplerince evlerine gitmek üzere kullandıkları yol olduğu, suç kastının bulunmadığı gerekçesi ile beraatine karar verildiği, davacı tarafından dava konusu edilen taşınmaz ile Asliye Ceza davasına konu olan taşınmazın aynı yer olduğu dosyada mevcut bilirkişi rapor ve krokilerinden anlaşıldığı, yine yargılama sırasında yapılan keşifte dinlenilen bilirkişi beyanlarına göre dava konusu yerde köy yolunun bulunduğu sabit olup genişliği konusunda tam bir açıklık bulunmadığı, Borçlar Kanunu"nun 53. maddesi hükmünce hukuk hakimi, Ceza Mahkemesinin verdiği beraat kararı ile bağlı değil ise de, ceza hakiminin yaptığı maddi saptama hukuk hakimini bağladığı, dava konusu taşınmazın köy yolu olduğu, Ceza Mahkemesi kararı ile sabit bulunduğu, hal böyle olunca; mahkemece toplanan delillere göre davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın yol olarak sınırlandırılmasına ve davalının müdahalesinin önlenmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsiz olduğuna değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Taraflarca karar düzeltme yoluna başvurulmaması üzerine davanın yeniden esasa kaydolunarak Mahkemece yapılan yargılama sonunda önceki kararda direnilmesine karar verilmiş, direnme kararının davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosyanın gönderildiği Hukuk Genel Kurulunca; 02.12.2016 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 373. maddesinin 5. fıkrası ve aynı Yasa"nın Geçici 4. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, yerel mahkemece verilen direnme kararına yönelik olarak yeniden öncelikle inceleme yapılması için dava dosyasının Dairemize gönderilmesi üzerine dosya incelendi;
Dairemiz bozma ilamında, farklı taşınmazlar olmasına rağmen Asliye Ceza Mahkemesi ilamına konu yer ile eldeki davanın konusu olan taşınmaz bölümünün aynı yerler olduğuna dair ibarenin maddi hataya dayalı olarak yazıldığı, dosya kapsamına göre eldeki davaya konu ... ada ... parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen 40.36 metrekare yüzölçümündeki bölümünün kadim yol olduğu kesin olarak kanıtlanamadığı anlaşılmakla usul ve yasaya uygun olan direnme hükmünün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 24.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.