Esas No: 2018/3550
Karar No: 2018/12651
Karar Tarihi: 11.12.2018
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/3550 Esas 2018/12651 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ......... ...... ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ...... davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında ...... Adliye Mahkemesi tarafından yapılan ......... incelemesi sonucunda; tarafların ......... başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, daha önceden belirlenen 13/11/2018 duruşma günü için tebligat üzerine temyiz eden davacılar verkili Av....... Cura ve davalı verkili Av...... Türkşan Çeter geldiler. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için görüşmenin 11/12/2018 saat 10.00"a bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava konusu 4450 ada 1 parselde kayıtlı 94 bağımsız bölümün 22.02.2006 tarihinde 15 yıl süreliğine davalı şirkete kiralandığını, daha sonra 57, 84 ve 90 nolu bağımsız bölümler için davacı ... ile davalı şirket arasında 01.09.2015, 01.11.2015 ve 01.12.2015 başlangıç tarihli üç ayrı kira sözleşmesi düzenlendiğini, kiralananın 19.09.2016 tarihinde tahliye edildiğini, davalının kiralananı sözleşmeye uygun teslim etmediğini belirterek kiralananda tahliye sırasında oluşan inşaat hasarları ve eksiklikler için 20.000,00 TL, elektrik tesisatı hasarları ve eksiklikleri için 20.000,00 TL, mekanik tesisat hasar ve eksikliklerinden dolayı 20.000,00 TL, dekorasyon/ tezyin, donanım/tefriş (tıbbi cihazlar dahil) eksikliklerinden dolayı 20.000,00 TL olmak üzere toplam 80.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile tapuda yazılı arsa payları oranında davacılara ödenmesine karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile davacıların paylarına düşen toplam 13.263.575,00 TL ......ın ıslah tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili istemiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacı olanların hastaneye katılım oranlarının %96,275 olduğu, sözleşme hükümleri gereği, inşaat mühendisi, makine mühendisi ve elektrik mühendisi bilirkişilerin raporlarında belirtmiş oldukları kalemler yönünden davacıların talebinin haklı olduğu ancak ""Her türlü tezyin, tefriş ve imalat"" ibaresinin kapsamına toplam 10.899.246 TL değerindeki tıbbi cihazların da dahil olduğunu kabul etmenin amaçsal yorumu bir kenara bırakıp lafzi yorumda aşırıya kaçmak olacağı, sözleşmelerin tanzimi aşamasında tarafların iradesinin sözleşmenin sona ermesi halinde tıbbi cihazların da davacılara bırakılacağı şeklinde olmadığının değerlendirildiği, tarafların gerçek iradelerinin bu doğrultuda olması halinde sözleşmelere bu konuda açıkça bir madde koyarak gerçek iradelerini sözleşmeye yansıtabilecekleri belirterek davanın kısmen kabulü ile 2.770.325,64 TL"nin dava tarihi olan 08/11/2016 tarihinde itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak tapu da yazılan arsa payları oranında davacılara ödenmesine, 10.493.249,36 TL olan fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece verilen karara karşı taraflarca ......... kanun yoluna başvurulmuştur. ...... Adliye Mahkemesince; davalının ......... başvurusunun esastan reddine, davacının yargılama giderleri dışında kalan ......... isteminin esastan reddine, yargılama giderleri yönünden hükmün düzeltilmesine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-) MK’nun 640/2.maddesine göre “mirasçılar terekeye elbirliği ile sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.”
İştirak halinde mülkiyet diğer bir deyişle elbirliği mülkiyetin esasında, iştirak halinde mülkiyeti meydana getiren kişilerin hepsinin bir arada hak sahibi olmaları yer alır. Bu mülkiyette malikler paydaş değil, ortaktır. Tüzel kişiliğe sahip olmayan bu ortaklıkta, hakkın süjesi ortaklık olmayıp bir bütün halinde elbirliğiyle hareket etmek zorunda olan ortaklardır (MK. md. 640/1). Ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır.
İştirak halinde mülkiyetin gereği miras yoluyla terekeye dahil olan taşınmaz ile ilgili açılan dava ortaklardan birkaçı tarafından dava edilmiştir. Mirasçıların bir kısmı tarafından dava açılması nedeniyle mirasçılar kendi açtıkları bu davayı yalnız başına yürütemeyeceğinden davanın bütün mirasçılar ile birlikte yürütülmesi gerekir. Bu durumda mahkemece, açılan iş bu davanın görülebilmesi için diğer mirasçıların davaya katılmalarının sağlanması veya MK.640/3 maddesi gereğince terekeye temsilci tayin ettirmesi için davacılara uygun bir süre vermesi gerekir.
Eğer diğer mirasçılar davaya katılmaz ve yazılı muvafakat da vermezler ise bu durumda davayı açan mirasçıların terekeye bir temsilci tayin ettirmesi gerekir (MK.640/3). Terekeye atanan temsilci, bir kısım mirasçının açtığı davaya icazet verirse davaya tereke temsilcisi tarafından devam edilir. Terekeye temsilci atanması ve tereke temsilcisinin davaya devam etmesi halinde de, ayrıca diğer mirasçıların davaya katılmalarına veya muvafakatlarının alınmasına gerek yoktur.
Davayı açan mirasçılar, kendisine verilen kesin süreye (HMK md. 94) rağmen diğer mirasçıların davaya katılmalarını veya muvafakat etmelerini sağlayamaz ve terekeye temsilci de tayin ettiremez veya terekeye atanan temsilci davaya icazet vermezse davanın reddine karar verilir.
Somut olayda, dava konusu edilen 6 ve 83 bağımsız bölüm numaralı daireler ...... Bal adına kayıtlı olup, dosyada mevcut mirasçılık belgesine göre ...... Bal"ın 21/07/2008 tarihinde vefat ettiği, mirasçılarından ..."ın davacı sıfatıyla davada yer aldığı, diğer üç mirasçısının ise davaya katılmadığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacılar vekili, dava konusu taşınmazlar açısından, ...... Bal mirasçısı ..."ın miras payı oranında talepte bulunduklarını beyan etmiş ise de yukarıda açıklandığı üzere mirasçının payı oranında ...... talep edilebilmesi mümkün değildir. Bu durumda, miras bırakanın terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu, terekenin tüm mirasçılar tarafından temsil edilmesi gerektiğinden davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması ya da miras şirketine M.K.nun 640. mad. uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
2-)6100 sayılı HMK 297 maddesi gereğince de; hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin yer alacağı belirtildikten sonra, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Buna göre; hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekmektedir.
Somut olayda, Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 2.770.325,64 TL"nin dava tarihi olan 08/11/2016 tarihinde itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak tapu da yazılan arsa payları oranında davacılara ödenmesine karar verilmiş olup karar bu hali ile açık ve infaza elverişli değildir. O halde, Mahkemece, dava konusu taşınmazlar, malikleri ve paylarına düşen ...... miktarı hükümde açıkça gösterilmek suretiyle infaza elverişli şekilde hüküm kurulması gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde HMK"nın 297. maddesine aykırı hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3-) Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK"nun 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan ...... Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 1.630 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin yek diğerinden alınıp yek diğerine verilmesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de ...... Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 11/12/2018 gününde oybirliği ile karar verildi.