15. Hukuk Dairesi 2019/3599 E. , 2020/121 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen tetkiki dahili davalı ... Tarım Seracılık Peyzaj Hay. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan temlik nedeniyle tevdi mahalli olan bankaya yatırılan bedel üzerindeki blokenin kaldırılarak bedelin davacıya ait olduğunun tespiti talebinden ibarettir. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.
Davacı yüklenici vekili; müvekkilinin ... İli Cumhuriyet Mahallesi kireç ocağı bölgesinde ihtiyaç duyulan 2 adet su deposu yapımı ve depoların giriş çıkış boru hatlarının dönmesi işini davalı işletmeden ihale ile aldığını ve işi tamamladığını ancak müvekkiline ödenmesi gereken hakediş bedelinin müvekkile ödenmeyerek tevdi mahal olarak belirlenen Vakıflar Bankası ... Merkez şubesine tevdii edildiğini, müvekkilinin ..."ü vekilin tayin ettiğini ..."in hak edilen paranın 500.000,00 TL"sini ... Tarım Seracılık Peyzaj Hayvancılık İnş. San. Tic. Ltd. Şti."ne temlik ettiğini, daha sonra müvekkilinin vekil ..."ü vekillikten azlettiğini, müvekkilinin ... Belediyesine müracaat ederek, vekil ... tarafından vekâleten verilen temlikin hileli olduğunu, bu temliki kabul etmediğini, SGK ve Maliye borçlarının iş bu hakedişten kesildikten sonra bakiye hakedişin kendisine ödenmesini talep ettiğini, davalı belediyenin mahkemeye müracatta bulunup tevdi mahalli tayinini istediğini, mahkemenin 14.05.2013 tarih ve 2013/44 D. iş 2013/54 Karar sayılı ilamıyla ... Vakıf Bank Şubesinin tevdi yeri olarak tayinine karar verildiğini, bedelin, ... adına bloke edildiğini belirterek hukuken geçersiz temlik nedeniyle tevdi yeri ... Vakıflar
Bankası Merkez Şubesine tevdii edilen blokeli para üzerindeki blokenin kaldırılarak 40.318,48 TL"nin müvekkile ait olduğunun tespiti ile blokenin kaldırılmasına ve müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı iş sahibi vekili; ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 29.02.2012 tarih ve 2012/15 D. İş 2012/15 Karar sayılı kararıyla müvekkil kurumun haklı görülerek tevdi mahalli tayinine karar verildiğini tevdii mahalline borç ödenerek müvekkil borçtan kurtulduğundan öncelikle davanın husumet yönünden reddedilmesi gerektiğini, tevdi mahalli tayini ile borçtan kurtulan müvekkil Belediyeye değil vekili tarafından hakedişlerin temlik edildiği, 3. şahıslara yöneltmesi gerektiğini, müvekkil Belediyenin yazılı temlike itiraz etmemesi temlike muvafakat gösterdiği anlamını taşımadığından davacının iddiasının hukuki bir dayanağı bulunmadığını belirterek usulsuz ve mesnetsiz hukuka davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince yargılama yürütülürken davacı vekilinin 31.03.2017 tarihli dilekçesi ile ... ve ... Tarım Seracılık Peyzaj Hayvancılık İnş. San. Tic. Ltd. Şti."nin davaya dahil edilmesi talep edilmiş ve bu davalılar davaya dahil edilerek yargılama sonuçlandırılmış, verilen 09.11.2017 tarihli ilk kararda davanın ... yönünden husumetten, diğer davaya dahil edilen ... Tarım Seracılık Peyzaj Hayvancılık İnş. San. Tic. Ltd. Şti. ve davalı ... yönünden davanın esastan reddine karar verilmiş ve bu karara karşı davacı vekilinin istinaf yoluna başvurması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 04.07.2018 tarih, 2018/193 Esas, 2018/1799 Karar sayılı kararı ile kararın kaldırılarak yeniden yargılama yapılması için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve yeniden yapılan yargılama sonucu ilk derece mahkemesince davalı ... yönünden davanın kabulüne dahili davalılar yönünden taraf sıfatı bulunmadığından haklarında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı ... Tarım Seracılık Peyzaj Hayvancılık İnş. San. Tic. Ltd. Şti. istinaf talebinde bulunmuş, ilk derece mahkemesinin 17.12.2018 tarih, 2018/281 Esas, 2018/342 Karar sayılı kararı ile istinaf yoluna başvurma kabiliyeti bulunmadığından şirketin istinaf talebinin reddine karar verilmiş, bu karara karşı dahili davalı ... Tarım Seracılık Peyzaj Hayvancılık İnş. San. Tic. Ltd. Şti. istinaf talebinde bulunmuş ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi"nin 02.07.2019 tarih, 2019/161 Esas, 2019/1487 Karar sayılı bire karşı iki oyla başvurunun esastan reddine karar verilmiş ve bu karar karşı ... Tarım Seracılık Peyzaj Hayvancılık İnş. San. Tic. Ltd. Şti. yasal süresi içerisinde temyiz talebinde bulunmuştur.
6100 sayılı HMK"nın 114/1-h maddesinde hukuki yarar dava konusu şeye ilişkin dava şartı olarak düzenlenmiş bulunmaktadır. Öğretide hukuki yarar, dava açan kişinin hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir menfaati olarak tanımlanmakta ve dava açıldığı sırada bu hukuku korunma ihtiyacının mevcut olması dava şartı olarak aranmaktadır. Bir kimsenin hakkına ulaşmak için mahkeme kararının o anda gerekli olması durumunda hukuki yararın varlığından söz edilebilmektedir. Davacının hakkının korunması için bir mahkeme kararına ihtiyaç yok ise hukuki yarardan söz edilemez. Bir konuda mahkemeye başvurup karar almadan, daha basit ve daha kolay yol ile aynı sonuca ulaşılabiliyorsa bu konuda mahkemeye başvurmakta hukuki yararın varlığından söz edilemez. Dava açılırken aranan hukuki yarar kanun yoluna başvuruda da aranmaktadır. O halde, dahili davalı şirketin kanun yoluna başvuruda hukuki yararının bulunup bulunmadığı öncelikle ele alınmalıdır. Dahili davalı şirketin
davaya dahil edilerek hakkında karar verilmiş olması nedeniyle bu karara karşı kanun yoluna başvurma hak ve yetkisinin bulunduğunun kabulü gerekir. Bu anlamda başvurusunun değerlendirilmesi zorunludur.
Somut olayda; dava borçlu tarafından tevdi mahalline bırakılan para üzerinde hak iddia edenler arasında ortaya çıkan bir uyuşmazlıktan kaynaklanmaktadır. Açılacak davanın tevdi edilen para üzerinde hak iddia edenler arasında görülmesi gerekir. Tevdi mahallinde ki para üzerinde hak iddiasında bulunanların usulüne uygun biçimde taraf oldukları bir davada konunun değerlendirilmesi zorunludur. Nitekim, tevdi edilen paranın davacıya ödenmesine karar verilmiş olmakla hüküm, dahili davalıların hukukunu doğrudan etkiler nitelikte bulunmaktadır. Bu nedenle istinaf başvurusunda bulunan dahili davalı şirketin hükmü istinaf ve temyiz etmesinde hukuki yararı bulunduğu kabul edilmelidir.
Dahili davalı şirketin kanun yoluna başvuru hakkı olduğunun kabulünden sonra işin esasının incelenmesine gelince; İlk derece mahkemesince yargılama yürütülürken davacı vekilinin 31.03.2017 tarihli dilekçesi ile ... ve ...nin davaya dahil edilmesi talep edilmiş ve bu davalılar davaya dahil edilerek yargılama sonuçlandırılmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki; Mahkemenin taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında bir karar verilemez; dava, sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir. Taraf sıfatı usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olduğundan; taraf sıfatının yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel teşkil etmekle def"i değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınması zorunlu bir itiraz niteliğindedir. Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulu’nun 23.06.2004 gün ve E:2004/4-371, K:2004/375; 18.04.2007 gün ve E:2007/5-233, K:2007/221; 04.03.2009 gün ve E:2009/10-34, K:2009/104; 04.11.2009 gün ve E:2009/2-402, K:2009/484; 22.12.2010 gün ve E:2010/19-638, K:2010/694, ve 07.11.2012 tarih, E:2012/2-181, K:2012/755 sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
Öte yandan, bir davada verilen hüküm, yalnız o davanın tarafları bakımından kesin hüküm teşkil eder (Mülga 1086 sayılı HUMK m. 237; 6100 sayılı HMK m. 303). Bir davanın taraflarının kimler olduğu ise, davacı tarafından dava dilekçesinde gösterilir (Mülga 1086 sayılı HUMK m. 179; 6100 sayılı HMK m. 119). Bir başka deyişle talepte bulunan kimsenin, taraf olarak gösterdiği kişi usul hukuku yönünden taraf olup, eylemli olarak dava edilen, taraf sayılmıştır. Bu kişinin gerçekten o davada taraf ehliyetine sahip olup olmadığı da, davanın görülmesi sırasında belirlenecektir.
Nihayet, ilke olarak mecburi dava arkadaşlığı veya yasaların öngördüğü (Örneğin; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu m.14/5, 3402 sayılı Kadastro Kanunu 29. maddesi gibi) istisnai haller dışında kendisine husumet yöneltilen kişinin dışında (ve bu arada 04.05.1978 gün ve 4/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca ölü kişinin mirasçılarına) ve bir başkasına dahili dava veya müdahil-davalı ve benzeri tanımlamalarla taraf sıfatı verilemez. Davacı taraf istese ve masrafını da vererek dava dilekçesinde davalı olarak hiç gösterilmeyen kişiye davetiye tebliğ
edilse, mahkemece ara kararı veya eylemli olarak dahili davalı veya benzeri tanımlamalarla duruşmalara kabulüne karar verilse bile, anılan kişinin usulü dairesinde davada taraf sıfatını kazandığı kabul edilemez.
Yukarıda belirtildiği üzere, ilke olarak dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen bir kişinin sonradan herhangi bir şekilde dahili davalı veya benzeri tanımlamalarla davaya katılmaları veya davada yer almaları usulen mümkün olmadığı gibi, bu şekilde davada eylemli olarak yer alan kişilerin de davada taraf sıfatını kazanamayacaklarından, dahili davalı İsmail Yıldız "ın dava dosyasına dilekçe sunarak cevap vermesi, duruşmalara katılması ve mahkemece de bu durumun kabul edilmesi halinde bile, davalı olarak taraf sıfatını kazanamaz.
Öyleyse, dahili davalı ... Tarım Seracılık Peyzaj Hayvancılık İnş. San. Tic. Ltd. Şti. taraf gösterilerek açılmış bir dava bulunmadığından işin esası ile ilgili karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
O halde mahkemece yapılacak iş; davacıya, ... Tarım Seracılık Peyzaj Hayvancılık İnş. San. Tic. Ltd. Şti. hakkında dava açması için uygun bir süre verilip, verilen süre içerisinde dava açılması halinde davaların birleştirildikten sonra oluşacak kanaat çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle ek karara karşı istinaf talebinin esastan reddi doğru olmamış, ek kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ödenenden 218,50 TL temyiz peşin harcının ve istinaf başvurusu nedeniyle alınan harçların istek halinde temyiz eden dahili davalı ... Tarım Seracılık Peyzaj Hay. İnş. San. Tic. Ltd. Şti."ye geri verilmesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi"ne, karardan bir örneğinin ise ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
20.01.2020 gününde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.