
Esas No: 2015/720
Karar No: 2016/3811
Karar Tarihi: 30.03.2016
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/720 Esas 2016/3811 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.11.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 24.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalı, taşınmazda fiili taksim olduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satınalma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK"nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re"sen nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, arsa niteliğindeki 8.082 m2 yüzölçümlü 197 ada 3 parsel sayılı taşınmazda davacı ve davalı pay sahibidir. Davalının bu payı dava dışı önceki paydaştan edindiği anlaşılmaktadır. Davalı, davacının önalım istemine karşılık, taşınmazda fiili taksim olduğunu savunmuştur. Önalım davasına konu taşınmazlardaki fiili taksim savunması davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re"sen araştırılması gerekir. Mahkemece, mahallinde keşif yapılarak tarafların gösterdiği tanıkların beyanları alınmış ise de fiili taksim savunması tam olarak açıklığa kavuşturulmuş değildir. Bu nedenle mahallinde yeniden keşif yapılarak gerek davacının gerekse davalıya pay satan ..."in, pay satışından önceki tarihlerde, taşınmaz üzerinde ayrı ayrı kullandıkları yerler olup olmadığı belirlenerek davalının fiili taksim savunmasının yerinde olup olmadığı tam olarak açıklığa kavuşturulup sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Belirtilen hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 30.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.