Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/11551
Karar No: 2018/7402
Karar Tarihi: 03.10.2018

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/11551 Esas 2018/7402 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2016/11551 E.  ,  2018/7402 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkeme, ilâmında belirtildiği üzere davanın reddine karar vermiştir.
    Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur.Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
    İnceleme konusu davada; davacı ....Tic.Ltd.Şti."de ( ünvan değişikliği ile ...Teks....A.Ş.) 17.04.2009-31.11.2011 tarihleri arasında kalite kontrol elemanı olarak çalıştığının tespitini talep etmiş, mahkeme davanın subüt bulmadığından bahisle davanın reddine karar vermiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
    Somut olayda; davacının 08.06.2009-24.06.2009 tarihleri arasında 1137738 sicil nolu işyerinden, 02.06.2011-31.10.2011 tarihleri arasında davalı işyerinden bildirimleri olduğu, davalı işyeri tarafından davacı adına verilmiş 02.06.2011 tarihli işe giriş bildirgesi ile davacı tarafından imzalanmış 02.06.2011 işe başlama tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinin bulunduğu, davacının 02.07.2015 tarihinde alınan beyanında işyerinde aşçı,depo görevlisi ve aksesuar yapımında görevli olduğunu belirttiği, dosyada dinlenen tanıkların ise davacının işyerinde paketleme bölümünde silme işi yaptığına dair beyanda bulundukları, davacının 30.01.2012 tarihinde ...ve ...hakkında tehdit ve cinsel taciz suçundan şikayette bulunduğu, müşteki ifade tutanağında 2008 yılından 2011 yılının son ayına kadar ...ile davalı işyerinde çalıştığını beyan ettiği, ..."ın davacı ile aynı işyerinde çalıştıklarını doğruladıkları ancak süre belirtmediği,..."in ise davacı ile birlikte davalı işyerinde iki yıl kadar birlikte çalıştıkları yönünde beyanda bulunduğu, davacının aynı zamanda ...ve ...aleyhine manevi tazminata hükmedilmesi talebiyle ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/26 sayılı esasaında dava açtığı ve bu davada tanık olarak dinlenilen ..."ın beyanının delil olarak celp edilmesini talep ettiği, ..."ın dosyada alınan beyanında 1998 yılından beri davalı işyerinde çalıştığını, davacının da 4-5 yıl önce paketleme bölümünde silme işinde çalıştığını ancak süresini net bilmediğini ifade ettiği görülmektedir
    6100 sayılı HMK 119/1-e maddesi gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, 194 maddesi gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.
    Bir davada soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir. İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.
    Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.
    HMK 31 maddesi gereğince, hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim, HMK 31 maddesi ve 119/1-e maddesi gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
    Bu nedenle mahkemece öncelikle, davacının, davalı işyerinde hangi tarihlerde hangi işlerde çalıştığı, çalışma şekli, işyerinde kimden emir ve talimat aldığı, çalışma arkadaşlarının kimler olduğu, davacı tarafından imzalanmış iş sözleşmesinin varlığı ve sözleşmedeki imzayı kabul edip etmediği hususlarında beyanı alınarak ve eksik hususlar davacıya açıklattırılarak dava konusu somutlaştırılmalı, ceza ve manevi tazminat dosyaları celp edilerek, ceza dosyasında mahkum olan sanıkların ifadeleri ile manevi tazminat dosyasındaki tanıkların beyanları irdelenmeli, dosyada alınan beyanlar ile arasında çelişki olması halinde çelişkiyi giderecek şekilde bu kişiler yeniden dinlenilmeli, re"sen araştırma ilkesi gereğince aynı dönemde işyerinde çalışan ve bordroda kayıtlı olan çalışanlar ve komşu işyeri tanıkları tespit edilerek konu ile ilgili bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylece bu konuda yeterli ve gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu hususlar, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
    Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 03.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi