Esas No: 2022/590
Karar No: 2022/911
Karar Tarihi: 15.12.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/590 Esas 2022/911 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen Şirketin İhyası davasında, davanın açıldığı tarihte TMSF'ye ait olan şirketin hisselerinin tamamına sahip olduğu belirtiliyor. Şirketin takip ettiği alacakların önemli bir kısmının TMSF'ye devredilmiş olan bankaların alacakları olduğu vurgulanıyor. İcra takipleri kapsamında, borçlu şirketlerin borcu nedeniyle verilen ipoteklerin paraya çevrilmesi takiplerinin devam ettiği, ancak ihyası talep edilen şirketlerin Ticaret Sicil Müdürlüğü kararı ile tasfiye edilmeksizin resen terkin edildiği anlaşılıyor. Davacı, ihyasını talep ediyor ve şirketin bilinen son temsilcisinin tasfiye memuru olarak tayin edilmesini istiyor. Ticaret Sicili Müdürlüğü ise resen terkin işleminin hukuka uygun olarak yapıldığını savunuyor. Mahkeme, davayı açan tarafın yetkili mahkeme olmadığına karar vererek davanın reddine hükmediyor.
Kanun Maddeleri:
- 5411 sayılı Bankacılık Kanunu Hükümleri
- 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun Geçici 7’nci Maddesi
- 28513 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ”in 5’inci Maddesi
- TTK 547/1 Maddesi
- HMK.nun 114-c, 115
T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/590 Esas
KARAR NO : 2022/911
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 17/08/2022
KARAR TARİHİ : 15/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından ibraz edilen 17/08/2022 tarihli dava dilekçesinden özetle; Müvekkili şirketin hisselerinin tamamı TMSF'ye ait olan, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu Hükümleri uyarınca kurulmuş ve faaliyet gösteren bir... Yönetim Şirketi olduğunu, Müvekkilinin takip ettiği alacakların önemli bir kısmını TMSF'ye devredilmiş olan bankaların alacakları oluşturduğunu, bu bağlamda 5411 sayılı yasanın 140. Maddesi uyarınca müvekkiline temlik edilmiş olan Fon alacakları harç ve verginden muaf olarak takip edildiğini, Hali hazırda devam eden icra takipleri kapsamında İstanbul ... İcra Müdürlüğü ...ve ... Esas sayılı dosyalardan borçlu şirketlerin borçlarına istinaden verilemiş olan ipoteklerin paraya çevrilmesi takiplerinin yürütüldüğünü, bu kapsamda borçlu şirketlere söz konusu taşınmazların talimat dosyalarından yapılacak kıymet takdirine ilişkin raporunun tebliği için araştırma yapıldığında ihyası istenen şirketlerin ticaret sicil müdürlüğü kararı ile tasfiye edilmeksizin resen terkin edilmiş olduğunu, Usul ekonomisi uyarınca hükümle birlikte borçlu şirketin tüm icrai işlemler ve buna bağlı olası davalar yönünden devamını sağlayacak şekilde dosyalardan ve açılacak yeni dosyalardan yapılacak işlemlere ve davalara taraf olmak üzere ihyasını talep ettiklerini, Şirketlerin istanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne kayıtlı ve son temsilcisi de ipotek veren ... kimlik numaralı... iken terkin edildiğini, İpotek veren temsilciye takip dosyasından 'Uskumruköy Mahallesi ... Cadde No:.. İç Kapı No:3 Sarıyer' adresine ödeme emri tebliğ edildiğini, takip borçlusu şirketlerin resen terkin kararının takip işlemlerinin devamını temin ile sınırlı olmak üzere kaldırılarak icra takibi ve bağlantılı dosyalar kapsamında yapılacak işlemeler bakımından ihyasına karar verilmesini, kararın resen ifası için ticaret sicil müdürlüğüne bir örneğinin gönderilmesini, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinin tespitinde bu hususun gözetilmesini, terkin işleminin usule uygun yapılmamış olması halinde davanın açılmasına yasal hasımın neden olduğuna karar verilmesini, davayı açmakta hukuki yarar bulunduğundan taraflarına yargılama giderine hükmedilmesini, müvekkili şirketin harçtan muaf olduğunun nazara alınmasını, davanın dosya üzerinden karar vermeye müsait olup olmadığının takdir edilmesini ve dilekçeler teatisinin tamamlanmasını takiben mümkünse dosya üzerinden takip işlemlerinin yürütülmesini teminen ihya kararı verilmesini, şirketin bilinen son temsilcisinin tasfiye memuru olarak tayin edilmesini, bu hususta takdiri mahkemeye ait olmakla dava dilekçemizin tasfiye memuru adayına da tebliğ edilerek varsa talep ve itirazlarını sunma imkanı tanınmasını, tasfiye memuru adayı olarak göstermiş oldukları borçlunun mernis kaydının silinmiş olması nedeni ile tebligatın iade gelmesi halinde zabıta araştırması yapılmasını yapılmasını, talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi, tensip zaptı usulüne uygun tebliğ edilmiş olup, davalı vekili tarafından ibraz edilen cevap dilekçesinde; Ticaret Sicili Müdürlüğünün, TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, müvekkil Ticaret Sicili müdürlüğünün resen terkin işlemi, 6102 sayılı Kanunun Geçici 7’nci maddesi ve 30.12.2012 tarihli ve 28513 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ” kapsamında olup, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını,Müvekkil Ticaret Sicili Müdürlüğüne...ticaret sicil numarası ile kayıtlı bulunan ... Limited Şirketi’nin ve ... ticaret sicil numarası ile kayıtlı bulunan ... Anonim Şirketi'nin dosyasında yapılan incelemede, şirketin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7’nci maddesi ile 30.12.2012 tarihli ve 28513 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ”in 5’inci maddesi kapsamında; ... Limited Şirketi’nin “5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği İle Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 10’uncu maddesine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle oda kaydının silinmiş olması” ...Anonim Şirketi'nin ise “Aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılmaması“ gerekçeleriyle resen terkin kapsamına alındığı, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 24.09.2013 ve 09.10.2015 tarihinde yukarıda belirtilen gerekçelere istinaden sicil kaydının resen terkin edildiği anlaşıldığını, müvekkili Müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Ticaret Sicil Memurluğundan yapılan araştırmada ihyası talep edilen ...Limited Şirketi ile ... Anonim Şirketi'nin TTK.nun geçici 7.maddesi uyarınca sicilinden resen terkin edilmiş olduğu, ... ve İhracat Limited Şirketi adresinin" ...Mah....Cad. ... Merkezi No:.. Zeytinburnu/İstanbul ", ihyası talep edilen ... Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'nin adresinin...Cad. ...Sokak No:..Zeytinburnu/İstanbul " olduğu görülmüştür.
TTK 547/1 maddesi uyarınca tasfiyenin kapanmasında sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. TTK 547/1 maddesindeki şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi düzenlemesi kesin yetki olup, kamu düzenine ilişkin bulunduğundan yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınacağından HMK.nun 114-c, 115/2 maddesi uyarınca mahkememizin yetkisizliğine, yetkisizlik sebebiyle davanın reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin yetkisizliğine, yetkisizlik sebebiyle davanın reddine, yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dava dosyasının yetkili Nöbetçi Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
HMK.331 maddesi uyarınca yargılama harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda bir karar oluşturulmasına yer olmadığına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.15/12/2022
Başkan
E-imzalıdır.
Üye
E-imzalıdır.
Üye
E-imzalıdır.
Katip
E-imzalıdır.