1. Hukuk Dairesi 2015/1195 E. , 2017/4293 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, paydaşlar arası el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacı, ortak mirasbırakanları ..."ın 28/08/1962 tarihinde öldüğünü, dava konusu 4 ada 2329 parsel, 4 ada 1560 parsel ve 418 parsel sayılı taşınmazların mirasçılardan davalı ... tarafından kullanılması nedeniyle davalıya ihtarname çektiğini ancak davalının işgale devam ettiğini ileri sürerek davalının müdahalesinin menine ve 5 yıllık ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu 418 parselde sadece mirasbırakandan kalan evi kullandığını, davacının bu evde herhangi bir hakkının olmadığını, bunun dışında bahçedeki diğer yapıların ve ağaçların da kendisi tarafından kullanılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, intifadan men koşulu yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 1560 parsel sayılı taşınmazın ifraz görerek 5 ayrı taşınmazın oluştuğu ve bu taşınmazlardan 2329 parsel ile 2343 parsel sayılı tarla vasfındaki taşınmazlar ile 418 parsel sayılı taşınmazda davacı, davalı ve dava dışı kişilerin paydaş oldukları, davacının 2329 parsel ve 2343 parsel sayılı taşınmazlardaki payını 14.9.2011 tarihinde satış suretiyle devrettiği, ecrimisil talep edilen dönemin ise 22-8-2006 ile 22-8-2011 tarihleri arasındaki 5 yıllık dönem olduğu anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazlarda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)
Somut olaya gelince; mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli ve elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır. Davacı çekişme konusu taşınmazların davalı tarafından kullanılmak suretiyle işgal edildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmış ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiasına yönelik olarak tanık ve yemin deliline dayanmıştır.
Ne var ki; mahkemece taraflarca bildirilen tanıkların intifadan men koşuluna ilişkin bilgi ve beyanları alınmadan hüküm kurulmuştur.
Hal böyle olunca; intifadan men şartının ilk kez hangi tarihte gerçekleştiğinin açıkça saptanması için taraflarca bildirilen tanıkların yeniden dinlenmesi, dosyadaki diğer deliller ile birlikte tanık beyanları doğrultusunda değerlendirme yapılması ve gerektiğinde yemin delili de hatırlatılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle,hükmün açıklanan nedenle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.