12. Ceza Dairesi 2018/3456 E. , 2019/11147 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama ve Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hüküm : TCK"nın 89/1, 22/3, 53/1, 179/3-2, 53/1, 58. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle yaralama ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A-Sanığın taksirle yaralama suçundan mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Olay günü saat: 02:30 sıralarında, sanığın meskun mahalde, tek yönlü asfalt kaplama yolda seyir halindeyken, olay mahalli ışık kontrollü kavşağa geldiğinde, kırmızı ışık ihlali yaparak sürücü ... idaresindeki aracın sol arka kısmından çarparak, şikayetçi olmayan bir kişinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralanmasına sebep olduğu olayda; Adli Tıp uygulamalarına göre kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte alkol oranının her saat ortalama 0,15 promil azaldığının kabulünün gerekeceği, sanığın olaydan yaklaşık üç saat otuzbeş dakika sonra yapılan alkol muayenesine göre 0,71 promil alkollü olduğu dikkate alındığında, olay anında yaklaşık 1,35 promil olduğu, trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonunda her iki suçtan da sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de, TCK"nın "Trafik güvenliğini tehlikeye sokma" başlıklı 179/3. maddesinde alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma hâlinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre; tehlikeli eylemin zarara yol açması ve her iki suçun birlikte işlenmesi halinde sanığın hangi suç nedeniyle cezalandırılacağı belirlenirken suçlar için Kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu-tehlike suçu ölçütünün esas alınması suretiyle, sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu ahvalde sadece taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, ancak kovuşturma şartı olan şikayetin gerçekleşmemesi, şikayetten vazgeçilmesi veya uzlaşma nedeni ile taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı ahvalde ise, sanığın TCK"nın 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılması gerektiği, somut olayda mağdur ..."in TCK"nın 89/1. maddesi kapsamında basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte yaralanmış olduğu, soruşturma aşamasında alınan ifadesinde sanıktan şikayetçi olmadığını beyan ettiği, dosya içeriği itibariyle de CMK"nın 223/9. maddesindeki derhal beraat kararı verilmesini gerektirir şartların bulunmadığı anlaşılmakla; hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; sanık ... hakkında taksirle yaralama suçundan açılan davanın TCK"nın 73/4. ve CMK"nın 223. maddeleri gereğince DÜŞMESİNE;
B-Sanığın trafik güvenliğini tehlike sokma suçundan mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle, iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesi gerekliliğinin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Kasıtlı suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK’nın 61/1. maddesinde yer alan ölçütlerden olan failin kastı, suçun işleniş biçimi ile meydana gelen tehlikenin ağırlığı nazara alınmak suretiyle TCK’nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken; 1,35 promil alkollü vaziyette çift taraflı maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasına sebebiyet verdiği tespit edilen sanık hakkında, kastının yoğunluğu ve meydana gelen tehlikenin ağırlığı gözetilerek, temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi isabetli olmakla birlikte, hak ve nesafete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, benzer olaylar ile karşılaştırıldığında eylem ile ceza arasındaki dengeyi bozacak, adalet ve hakkaniyete uygun düşmeyecek biçimde yetersiz gerekçe ile alt sınırdan fazla uzaklaşılarak, teşdidin derecesinde yanılgıya düşülmek suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,
2-Sanık hakkında tekerrüre esas alınan, Bakırköy 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 03.02.2010 tarih ve 2009/133-2010/57 sayılı ilamındaki mahkumiyetin, TCK"nın 165. maddesinde düzenlenen “suç eşyasını satın alma veya kabul etme” suçuna ilişkin olması ve hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar " ibaresinin kanun metninden çıkarılması ve 5237 sayılı TCK"nın 165. maddesinde tanımı yapılan “suç eşyasını satın alma veya kabul etme” suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK"nın 7/2. maddesi uyarınca "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK"nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usulü göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre, sanık hakkında bahsedilen ilam esas alınarak TCK"nın 58. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA; 28.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.