Esas No: 2016/18272
Karar No: 2017/464
Karar Tarihi: 16.01.2017
Hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/18272 Esas 2017/464 Karar Sayılı İlamı
18. Ceza Dairesi 2016/18272 E. , 2017/464 K.
"İçtihat Metni"
Hakaret suçundan sanık ...’nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 125/1, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 1.500 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Kuşadası 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/04/2016 tarihli ve 2014/1031 esas, 2016/514 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 23/11/2016 gün ve 389774 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, her ne kadar sanık hakkında daha önce başka bir suçtan dolayı hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulandığından bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de, sanığın sabıka kaydının incelenmesinde hakkında Kuşadası 4. Asliye Ceza Mahkemesince 2014/1034 esas sayılı dosya kapsamında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın 15/01/2016 tarihinde kesinleştiği, yargılama konusu suç tarihinin ise 10/07/2013 olduğu, bu itibarla suç tarihinde sanık hakkında kesinleşmiş ve denetim süresi devam eden bir hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın bulanmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için öncelikle,
- Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünde, hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olması,
- Suçun CMK’nın 231. maddesinin 14. fıkrasında yazılı suçlardan olmaması,
- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
- Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına itirazının bulunmaması,
Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesine ilişkin koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Anılan bu objektif koşulların gerçekleşmesi ile birlikte ayrıca “Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılmasına” ilişkin takdire dayalı subjektif koşulun da gerçekleşmesi halinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanması olanağı bulunmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16/02/2010 tarih ve 4/253-28 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucunu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır. Koşullu bir düşme nedeni oluşturan “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesi, objektif koşulların (mahkûmiyet, suç niteliği ve ceza miktarı, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmama, sanığın kabulü, zararın giderilmesi) varlığı halinde mahkemece, diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce ve re’sen değerlendirilerek, uygulanması yönünde kanaate ulaşıldığı takdirde, hiçbir isteme bağlı olmaksızın öncelikle uygulanmalıdır.
Ayrıca, 5271 sayılı CMK’nın “hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması” başlığını taşıyan 231. maddesinin 8. fıkrasında; " Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. (Ek cümle: 18/06/2014-6545 S.K./72. md) Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez. ...” hükmü yer almaktadır.
Yukarıda yer verilen kanuni düzenlemeye göre hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık, 5 yıl süreyle denetime tabi tutulacak ve bu süre içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi halinde yapılacak yargılamada mahkumiyetine karar verildiği takdirde bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyecektir.
İnceleme konusu somut olayda; sanığın adli sicil kaydında gözüken Kuşadası 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/1034 esas, 2016/48 karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar nedeniyle, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Suç tarihi itibariyle sanığın adli sicil kaydında bulunan ve mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel teşkil ettiği belirtilen ilamın suç tarihi de göz önüne alındığında, yargılamaya konu olan suç tarihi olan 10.07.2013 ten sonra kesinleştiği, ayrıca yine suç tarihine göre yapılan değerlendirmede 6545 sayılı Kanunun 72.maddesi ile yapılan değişikliğin yürürlük tarihinin 28.06.2014 olduğu, bu suretle suç tarihinden sonra meydana gelen bu değişikliğin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 7/2. maddesi uyarınca sanık aleyhine uygulanamayacağı, dolayısıyla Kuşadası 4.Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozmaya konu 07/04/2016 tarihli ve 2014/1031 esas, 2016/514 sayılı kararına ilişkin yargılamada hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesine engel bir durumun bulunmadığı, ayrıca hakaret suçunun somut zarar suçu olmadığı, sanığın da duruşmada CMK"nın 231. maddesinin uygulanmasını talep ettiği görülmüştür. Bu nedenlerle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun objektif şartlarının oluştuğu, mahkemece subjektif koşul da değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunduğu gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Hakaret suçundan sanık ... hakkında, Kuşadası 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/04/2016 tarihli ve 2014/1031 esas, 2016/514 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Aynı Kanun maddesinin 4-b fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 16.01.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.