10. Hukuk Dairesi 2016/4053 E. , 2018/7387 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, yersiz ödenen emekli aylıklarının istirdadı istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilamında belirtilen gerekçe ile davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemelerin görevi "yasa" ile belirlenmiş olup kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her safhasında mahkemece resen nazara alınır. (HMK 1. madde)
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, 5434 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmaları ve 3201 sayılı Yasaya göre borçlanılan sigortalılık süreleri esas alınarak, 15.10.1999 tarihinden itibaren 5434 sayılı Yasa hükümleri gereğince davalıya bağlanan yaşlılık aylığının, yurda kesin dönüş yapmadığı gerekçesi ile iptal edilip, 15.10.1999 - 30.08.2006 tarihleri arasında ödenen aylıkların istirdadına karar verilmesinin istenildiği anlaşılmıştır.
5510 sayılı Yasa"nın 5434 sayılı Kanuna ilişkin geçiş hükümlerini düzenleyen geçici 4.maddesinde, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanuna göre; aylık, tazminat, harp malûllüğü zammı, diğer ödemeler ve yardımlar ile 08.02.2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre ek ödeme verilmekte olanlara, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dâhil 5434 sayılı Kanunda kendileri için belirtilmiş olan şartları haiz oldukları müddetçe bunların ödenmesine devam olunur. Ancak, 5 ilâ 10 yıl arasında fiili hizmet süresi olan iştirakçilerden dolayı dul ve yetim aylığı almakta olanların, aylık ve diğer ödemeleri, bu Kanunun 32 nci, 34 üncü ve 37 nci maddelerindeki şartları haiz oldukları müddetçe devam edilir….
Bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır ve bu maddenin uygulanmasında mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri ayrıca dikkate alınır…” hükmüne yer verilmiştir.
İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemelerdir. Davaya konu uyuşmazlıkta, dayanağı işlem ve olayların meydana geldiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 5434 sayılı Kanun kapsamında bağlanan aylıkların iadesi isteminden kaynaklanmakta olup, görev alanına girmediğinden, İş Mahkemelerinde çözümlenmesi mümkün değildir.
Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2’nci maddesine göre kimler aleyhine idari yargıda dava açılabileceği açıklanmış olup, gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişileri hakkında idari yargı yerinde dava açılamayacağı ve dava konusu uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemelerin görevli olduğu, buna göre davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine dair karar verilmesi gereği nazara alınmaksızın, işin esasına girilerek iş mahkemesi sıfatı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 02/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi