4. Ceza Dairesi 2017/20347 E. , 2020/19614 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, sanığın, tehdit suçunu eşe karşı kasten yaralama suçları ile birlikte işlemediği belirlenerek, yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Denetim süresi içerisinde suç işleyen sanığın, duruşmadan haberdar edilmesinin sağlanması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, duruşma günü sanığa bildirilmeden hükmün açıklanmasına karar verilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
2-Dosya kapsamı ve oluşa göre, sanığın, eşe karşı kasten yaralama eylemini silahtan sayılan sıcak su ve bıçak ile gerçekleştirdiğinin, hakaret eylemini ise alenen işlediğinin kabul edilmesi karşısında, eylemlerin eşe karşı silahla kasten yaralama suçunu oluşturduğu halde sanık hakkında TCK’nın 86/3-e maddesinin ve hakaret suçunda da aynı Kanunun 125/4. maddesinin sanık hakkında uygulanmaması,
3-Kabule göre de;19/01/2010 tarihinde işlendiği kabul edilen tehdit ve hakaret suçlarına yönelik; 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK"nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu, hakaret suçu yönünden ise, uzlaşma önerisinin yapıldığı tarihte 5271 sayılı CMK"nın 253/3. maddesinde engel bulunduğu gözetilerek, yeni düzenleme karşısında bu suç yönünden de uzlaşma önerisinde bulunulması gerektiği anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
4-Sanığın katılana yönelik eşe karşı kasten yaralama ve hakaret eyleminden iki gün sonra 19/01/2010 tarihinde katılanı ölümle tehdit ve hakaret ettiğinin iddia ve kabul edilmesi karşısında, sanığın bu eyleminin TCK’nın 106/1. maddesinin 1. cümlesinde tanımlanan tehdit ve aynı Kanunun 125/1. maddesindeki hakaret suçlarını oluştuğu anlaşıldığından, sanığın, katılana yönelik bu tarihteki hakaret ve tehdit suçlarından uzlaşmanın gerçekleşmesi durumunda sanık hakkında hakaret suçundan TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu,
5-17/10/2019 gün ve 7188 sayılı Kanun"un 24. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiştir.
Ancak bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun"un 31. maddesiyle, 5271 sayılı CMK"ya eklenen geçici 5. maddenin (d) bendi ile; "01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz" hükmü getirilmiştir.
Konuyu somut norm denetimi yoluyla inceleyen Anayasa Mahkemesi (25/06/2020, 2020/16, 2020/33; R.G. 19/08/2020, Sayı: 31218), sözü geçen geçici 5/d maddesindeki hükmün, "kovuşturma evresine geçilmiş" ibaresinin aynı bentte yer alan, "basit yargılama usulü" yönünden Anayasa"nın 38. maddesine aykırı görerek iptaline karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi kararında, hükme bağlanmış dosyalarla ilgili iptale karar verilmemiş ise de, 5271 sayılı Kanun"un 2/1-(f) maddesince hükme bağlanmış dosyalarla ilgili olarak kovuşturma evresinin kesinleşmeye kadar devam etmesi ve aynı Yasanın 251/3. maddesi gereği mahkûmiyet hükmü verildiği takdirde sonuç cezadan dörtte bir indirim öngörülmesi, bu durumunda temyiz incelemesi devam eden dosyalar bakımından lehe düzenleme getirmesi karşısında,
Anayasa Mahkemesinin iptal kararında; sanık lehine getirilen yeni düzenlemenin, 7188 sayılı Kanunun 31. maddesi gereğince 5271 sayılı CMK"ya eklenen geçici 5. maddesiyle "kovuşturma evresine geçilmiş" dosyalar bakımından uygulanması gerektiğine işaret edildiğinden, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı CMK"nın 251/1. maddesi kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa"nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK"nın 7 ve 5271 sayılı CMK"nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’in temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken karşı temyiz olmadığından 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine 14/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.