Esas No: 2016/18237
Karar No: 2017/460
Karar Tarihi: 16.01.2017
Görevi yaptırmamak için direnme - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/18237 Esas 2017/460 Karar Sayılı İlamı
18. Ceza Dairesi 2016/18237 E. , 2017/460 K.
"İçtihat Metni"
Görevi yaptırmamak için direnme suçundan suça sürüklenen çocuk ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 265/1, 265/3, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca 4 ay 13 gün ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Sivas 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/09/2013 tarihli ve 2013/36 esas, 2013/406 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 21/11/2016 gün ve 388956 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, suç tarihinde 18 yaşından küçük olan sanık hakkında hükmolunan kısa süreli hapis cezasının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 50/3. maddesi uyarınca anılan maddenin 1. fıkrası bentlerindeki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmiş bulunulmasında isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde belirlenen yeni bir hukuka aykırılık durumunun incelenmesi gerekmektedir.
5237 sayılı TCK"nın 66. maddesinde, “(1) Kanunda başka türlü yazılmış olan hâller dışında kamu davası;
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,
c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,
e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl,
Geçmesiyle düşer.”
(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer. “hükümlerine yer verildiği,
Aynı Kanun"un 67. maddesinde ise: (1) Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının, izin veya karar alınması veya diğer bir mercide çözülmesi gereken bir meselenin sonucuna bağlı bulunduğu hâllerde; izin veya kararın alınmasına veya meselenin çözümüne veya kanun gereğince hakkında kaçak olduğu hususunda karar verilmiş olan suç faili hakkında bu karar kaldırılıncaya kadar dava zamanaşımı durur.
(2) Bir suçla ilgili olarak;
a) Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi,
b) Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,
c) Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
d) Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi halinde, dava zamanaşımı kesilir.
(3) Dava zamanaşımı kesildiğinde, zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar. Dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması halinde, zamanaşımı süresi son kesme nedeninin gerçekleştiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar.
(4) Kesilme halinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak Kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzar.” hükmü yer almaktadır.
İncelenen dosyada; Suça sürüklenen çocuk ...’in, suç tarihi olan 25.11.2005 tarihinde, 15-18 yaş aralığında bulunduğu, hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan, TCK’nın 265/1, 265/3 ve 31/3.maddeleri uyarınca 07.04.2006 tarihinde iddianame düzenlendiği, suça sürüklenen çocuğun mahkeme huzurunda 11.07.2006 tarihinde sorgusunun yapıldığı, yapılan yargılama neticesinde suça sürüklenen çocuk hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan 25.04.2007 tarihinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verildiği ve bu kararın 08.05.2007 tarihinde kesinleştiği, Sivas 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 28.01.2013 tarihli yazısında, suça sürüklenen çocuğun 10.05.2007 tarihinde işlediği yaralama suçundan aldığı adli para cezasının kesinleşmesi nedeniyle ihbarda bulunulduğunun belirtildiği, ihbara istinaden yapılan yargılama neticesinde suça sürüklenen çocuk hakkında 30.09.2013 tarihinde mahkumiyet kararı verildiği, o yer Cumhuriyet Savcısının temyizi üzerine Yargıtay 18.Ceza Dairesinin 09.02.2016 tarihli kararıyla talebin süreden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamın değerlendirildiğinde, zamanaşımını kesen son neden olan suça sürüklenen çocuğun sorgusunun yapıldığı 11.07.2006 tarihinden itibaren, verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesi ile ihbara konu ikinci suçun işlendiği tarih arasında zamanaşımının durduğu, arada başka zamanaşımını kesen neden olmadığı, bu suretle hükmün açıklandığı 30.09.2013 tarihine kadar olağan zamanaşımı süresi olan 5 yıl 4 aylık sürenin dolmuş olması dolayısıyla, TCK’nın 73/4 ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince davanın düşürülmesine karar verilmesi gerekirken mahkumiyet hükmü kurulmasının hukuka aykırı olduğu tespit edilmiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2) Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 16.01.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.