10. Ceza Dairesi 2016/157 E. , 2016/992 K.
"İçtihat Metni"İtiraz Eden : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
İtirazla İlgili Mahkeme Kararı : Ağır Ceza Mahkemesi"nin 19/06/2015 tarihli
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
İtiraz yazısı ile dava dosyası incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) KONUYLA İLGİLİ BİLGİLER :
Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık ... hakkında ... Ağır Ceza Mahkemesi"nce yapılan yargılama sonucu 19/06/2015 tarihinde 2015/56 esas ve 2015/179 karar sayı ile verilen mahkûmiyet hükmü sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizce 08/12/2015 tarihinde 2015/4686 esas ve 2015/33222 karar sayı ile sanık hakkındaki hükmün bozulmasına oybirliğiyle karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nca Dairemizin kararına itiraz edilmiştir.
B) İTİRAZ NEDENLERİ :
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itiraz yazısında özetle; “ ...Tüm dosya kapsamına göre; araçta arama, ... Sulh Ceza Hakimliğinin, 29.1.2015 tarih, 2015/98 değişik iş sayılı, araçlarda görünen/görünmeyen kısımları da kapsayan, arama kararına dayanılarak yapılmıştır. Belirtilen mahkeme kararı, 5271 sayılı CMK"nun 116 ıncı, 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunun 9 uncu ve Adli ve Önleme Arama Kararları Yönetmeliğinin 18-26 ıncı maddelerinde düzenlenmiş, önleme arama kararıdır.
Yapılan değerlendirmede; Polis Vazife ve Salahiyet Kanunun 4/A maddesine göre, zabıtanın durdurma işlemi sonrasında, bir kısmı aracın arka koltuğunda bulunan, uyuşturucu maddenin, suçun maddi konusu olduğu, mahkeme kararına dayanan aramanın, hukuka aykırı olmadığı düşünülmüştür. Sanık idaresindeki araçta, 16.842 gr esrar elde edilebilecek, 48.120 gr hint keneviri bitkisi ele geçirilmiştir. İsnat olunan suç sabittir.
Belirtilen izahlar karşısında; uyuşturucu maddenin hükme esas alınmasında isabetsizlik olmadığı, mahkumiyet hükmünün onanması” gerektiği gerekçesiyle Dairemizin bozma kararının kaldırılması ve Yerel Mahkeme"nin hükmünün onanması istenmiştir.
C) İTİRAZIN VE KONUNUN İRDELENMESİ :
Dairemizin itiraza konu kararının, itiraz yazısında ileri sürülen tüm nedenler tartışılıp değerlendirilerek verildiği ve kararda bir yanlışlık bulunmadığı anlaşıldığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itirazı yerinde görülmemiştir.
İtirazın incelenmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na gönderilmesine karar vermek gerekmektedir.
D) KARAR : Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itirazının yerinde görülmediğine,
2- 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, itirazın incelenmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na GÖNDERİLMESİNE, Üye ..."nun karşı oyu ve oyçokluğuyla 28/03/2016 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
Dosya içeriğine göre, Lice ilçesinin köylerinden temin edilen uyuşturucu maddenin ... plakalı araçla ... ilçesine getirileceğine ilişkin istihbari bilgi üzerine, olay günü kolluk görevlilerince tertibat alınarak sanığın yönetimindeki araç durdurulmuş, 29/01/2015 tarihinde ... Sulh Ceza Hakimliği"nce verilen "önleme araması kararına" dayanılarak araçta arama yapılmış, arka koltuk ile bagajdaki poşet ve çuvallar içinde 9 parça halinde suç konusu 16 kilogram 842 gram esrar ele geçirilmiştir.
İstihbari bilginin tek başına delil değeri yoktur. Somut olaylara dayanmayan, soyut iddia, bilgi ve tahminler, adli soruşturmanın başlatılması için yeterli görülemez. Dolayısıyle, istihbari bilgi alınmasıyle adli soruşturmanın başladığını kabul etmek mümkün olmadığı için, yapılan işlem kolluğun önleyici tedbirleri kapsamında olan bir arama ve el koyma faaliyetidir.
Adli soruşturma Cumhuriyet savcısının olayı öğrenmesiyle başlar. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 17.10.2006 gün ve 165-213 sayılı kararında soruşturma evresinin, suç şüphesinin Cumhuriyet savcısı tarafından öğrenilmesi ile başlayacağı kabul edilmiştir. Aynı şekilde CGK"nın 08.12.2015 tarih ve 2014/710 E; 2015/502 K. sayılı ilamında da soruşturmanın, suçun işlendiğinin Cumhuriyet savcısı tarafından öğrenilmesiyle başlayacağı tekrar vurgulanmıştır.
Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 2. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde soruşturma; "kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evre" olarak tarif edilmiştir.
CMK"nın 160. maddesi "suçun işlendiğini öğrenen" Cumhuriyet savcısının görevini düzenlemiş, aynı kanunun 158. maddesi ise, suça ilişkin ihbar ve şikâyetlerin Cumhuriyet Başsavcılığı"na iletilmesini kurala bağlamış, başka mercilere yapılan ihbar veya şikâyetin gecikmeksizin Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesi zorunluluğunu getirmiştir. Tüm bu düzenlemeler, soruşturmanın Cumhuriyet savcısının suç şüphesini öğrenmesiyle başlayacağını ortaya koymaktadır.
Dolayısıyle; soruşturma, suçun işlendiğinin yetkili merci olan Cumhuriyet savcısı tarafından öğrenilmesiyle başlamış olacağından, olay tutanağında alındığı belirtilen istihbari bilgi, başlangıç şüphesi oluşturacak nitelikte olmayıp "tehlike" boyutunda değerlendirilmesi gereken bir bilgi olduğu ve adli soruşturma henüz başlamadığı için, kolluk görevlilerinin önleme arama kararı ile yaptıkları aramanın hukuka uygun olduğu düşüncesindeyim.
Ayrıca sanık, tüm aşamalarda suçunu kabul etmektedir.
Çoğunluğun dayanak yaptığı Ceza Genel Kurulu kararlarındaki dosyalara konu olaylar, bizim olayımızdan farklı olduklarından, her olayın kendi şartlan içinde değerlendirilmesi gerekmektedir.
Anlatılan nedenlerle, mahkemenin gerekçesi ve mevcut deliller doğrultusunda, itirazın kabulü ile hükmün esastan incelenmesi gerektiği kanısını taşıdığımdan, itirazın yerinde görülmediğine ilişkin çoğunluk görüşüne katılmıyorum. 28.03.2016