Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Ankara 16. İş Mahkemesi"nin 17.06.2010 tarihli rücuan alacak davasında verilen kararına dayalı olarak yapılan takipte, borçlu vekili, ilam vekalet ücreti alacağına icra vekalet ücreti istenemeyeceğini ve Sosyal Güvenlik Kurumu hakkında 5502 Sayılı Yasanın 35/3 maddesine göre takip yapılamayacağını ileri sürerek şikayette bulunmuş, mahkemece, anılan yasa uyarınca kurum hakkında takip yapılamayacağı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmiştir.
Kişi ve kurumlar hakkında takip yapma hakkının varlığı ile yapılan takip sonucunda haczin uygulanıp uygulanamayacağı farklı iki konudur. Örneğin; İİK.nun 82/1 maddesi gereğince devlet malı haczedilemez ise de, İcra ve İflas Kanununda ve diğer özel yasalarda devlet aleyhine takip yapılmasını yasaklayan herhangi bir hüküm yer almamaktadır.
Somut olayda, alacaklının ilamla hüküm altına alınan alacağı, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı aleyhine takibe konu edilmiştir. Mahkemece, 5502 Sayılı Yasanın 35/3. maddesi gerekçe gösterilerek takibin iptaline karar verilmiş ise de, anılan maddede, takip hukuku açısından takibi engelleyen bir hüküm bulunmayıp, sadece kurumun malları ile hak ve alacaklarının haczi mümkün değildir. Aksinin düşünülmesi, anılan kurumdan hiçbir hak sahibinin hakkını alamayacağı gibi ağır bir sonuç doğuracağından mahkemece bu yöndeki talebin reddi ile diğer şikayetin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklının  temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 09/12/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.