14. Hukuk Dairesi 2015/16948 E. , 2016/3748 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.10.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 29.03.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ... ile karşı taraftan davacı vekili Av....geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 1.350,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
29.03.2016 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
-KARŞI OY-
Dava, önalım hakkına dayalı olarak tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davalı vekili, tapuda satış olarak gerçekleştirilen işlemin gerçekte akrabalar arasında yapılmış bir hibe olduğunu bu nedenle önalım hakkının kullanılamayacağını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; hibe iddiasının kanıtlanamadığı ve yasal şartların oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne dair hüküm kurulmuştur.
Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava konusu 1029 ada 33 parsel de zemin 2 no"lu dükkan vasıflı taşınmaz 1/3 pay sahibi davacı ... ve 2/3 pay davalı ... adına kayıtlıdır. 08.10.2012 tarih 16557 yevmiye no"lu akit tablosuna göre 2/3 hisse 144.000,00 TL bedelle önceki paydaş ... tarafından davalı ..."a satışı nedeniyle eldeki önalım davası açılmıştır.
Davalı ... önceki paydaş...."ın kız kardeşi... ile evli olup davalı ... ile önceki paydaş... arasında "enişte-kayınbirader" akrabalık ilişkisi bulunmaktadır.
Uyuşmazlık akrabalar arasındaki satış işleminin gerçekte hibe olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/2268 Esas, 2015/1437 Karar sayılı 27.05.2015 tarihli ilamında da açıklandığı üzere;
Kanuni önalım hakkından sözedebilmek için, paylı mülkiyet hükümlerine tabi bir taşınmazdaki payın üçüncü şahsa satılması halinde önalım hakkı doğar. Önalım hakkının konusu pay satışıdır. Buna göre gerçek bir satışın konusu olmayan ve satım niteliğinde bulunmayan pay temliklerinde yasal önalım hakkı doğmayacaktır. Bu kapsamda temlikin hibe şeklinde olması halinde hibede bir malın bedelsiz olarak üçüncü kişinin mülkiyetine geçirilmesi amaçlandığı ancak satış amaçlanmadığından önalım hakkı kullanılamayacaktır. Zira önalımda, önalım hakkını kullanan kişinin payı satın alana ödemekle yükümlü olduğu bedel hibede mevcut değildir.
Payı satın alan tarafından temlik işleminin satış olarak gösterilmekle birlikte gerçekte hibe olduğu savunmasında bulunması halinde, diğer bir anlatımla hibe ile temlikin amaçlandığının iddia edildiği hallerde kural olarak payı temlik alan davalı muvazaalı resmi işlemin tarafı olduğundan ve hiç kimse kendi muvazaasına dayanamayacağından muvazaa iddiasının dinlenemeyeceği açıktır.
Somut uyuşmazlıkta davalı akrabalık ilişkisi nedeniyle hibe işleminin görünürde satış işlemi olarak gösterildiği savunmasında bulunarak, 20.03.1957 tarih 1956/12 Esas, 1957/2 Karar İçtihadı Birleştirme kararını iddiasına dayanak yapmıştır.
Anılan İçtihadı Birleştirme kararının hem bağlayıcı olan sonuç kısmında ve hemde açıklayıcı olan gerekçe kısmında özel bir hukuki statüyü ifade eder " mirasçı" teriminin tek başına kullanılmasından özenle kaçınılmış ve daha geniş olan "akraba" kavramınada yer verilmiştir.
Öte yandan, anılan karar da muvazaa iddiasının mevcudiyeti halinde yol gösterici olarak bu halde akdin amacının tespitinin zorunlu oldağunu, akrabalar arasında yapılan her temlikte somut uyuşmazlığın niteliğine göre temlikin hibe veya miras hukukuyla ilgili amaçlarla yapılmış olup olmağıdının yöntemince ispatı aranmalı ve ispatı halinde temlikle önalım hakkının kullanılması mümkün olamayacağının gözetilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Somut olayda; dosyada mevcut tüm kayıt ve bilgilere ve tanık anlatımlarına göre paydaş olan dava dışı ..."ın... İcra Müdürlüğünün 24.05.2011 tarih 2010/1719 talimat sayılı yazılarına istinaden 30.05.2011 tarih ...yevmiye ile 144.000,00 TL bedelle cebri satış suretiyle adına tescil edilen taşınmazın akrabası olan kayınbiraderi davalı ..."a hibe olarak devrettiği taraflar arasında para akışının yapılmadığı satışın gerçek olmadığı kanıtlanmıştır. O halde paylı mülkiyete tabi taşınmazda paydaş olan dava dışı ..."ın akrabası olan kayınbiraderi ..."a geçmiş günlerde yapılan yardım ve desteklerine karşılık hibe olarak temlik işleminin yapıldığı, bu nedenle satış şeklinde yapılan temlik işleminin gerçekte hibe olduğu ve hibe ile yapılan temlikte önalım hakkı kullanılamayacağı için davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece yaılı gerekçelerle kabul kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup karar bozulmalıdır.
Açıklanan nedenlerle sayınçoğunluğun onama görüşüne katılmıyorum.