Esas No: 1992/7716
Karar No: 1995/58
Karar Tarihi: 18.01.1995
Danıştay 7. Daire 1992/7716 Esas 1995/58 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme Kararı: 1988-1990 yıllarına ait veraset ve intikal vergisi taksitlerinin ödenmediği için uygulanan gecikme zammının vergi aslı olarak kabul edilip edilemeyeceği konusunda bir mahkeme kararı alınmıştır. 3505 sayılı Kanunun 24. maddesi gereği, 1989 ve 1990 yıllarına ait gecikme zammının vergi aslı olarak kabul edilmesi yasal olarak geçerlidir. Ancak, 1988 yılına ait taksitler için bu uygulama geçerli değildir çünkü gecikme zammının asla dönüştürme işlemi ile ilgili hükmü 1988 yılına ait vergi taksitlerini kapsamamaktadır. Kanunların geriye yürümezliği ilkesi de dikkate alınarak, vergi aslı addolunması sadece 1989 ve 1990 yıllarına ait taksitler için geçerli kabul edilmiştir.
Kanun Maddeleri:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun \"Gecikme zammı, nispet ve hesabı\" başlıklı 51.maddesi
3505 sayılı Kanunun 24.maddesi
Daire : YEDİNCİ DAİRE
Karar Yılı : 1995
Karar No : 58
Esas Yılı : 1992
Esas No : 7716
Karar Tarihi : 18/01/995
VERASET VE İNTİKAL VERGİSİNE İLİŞKİN TAKSİTLERDEN, 1989-1990 VADELİ OLANLARA UYGULAAN GECİKME ZAMMININ, 6183 SAYILI KANUNUN 3505 SAYILI KANUNLA DEĞİŞİK 51.MADDESİNE GÖRE VERGİ ASLI ADDOLUNABİLECEĞİ HK.
1988-1989-1990 yıllarına ilişkin veraset ve intikal vergisi taksitlerinin vadelerinde ödenmediğinden bahisle uygulanan ve asla dönüştürülen gecikme zammının tahsili amacıyla düzenlenip tebliğ edilen ödeme emrini; 6183 sayılı Kanunun 51.maddesinin 3.fıkrasını değiştiren 3505 sayılı Kanunun 24.maddesinde, vadeleri 10.12.1988 tarihinden önceki dönemlere ait amme alacağı üzerinden hesaplanan gecikme zammı veya faizinin, yasanın yürürlük tarihinden sonra, doğmalarına neden olan amme alacağına dönüştürüleceğine dair açık bir hükmün mevcut olmadığı, 3505 sayılı Kanundaki uygulamanın 10.12.1988 tarihinden önceki dönemlere yansıtılarak, bu tür alacakların değişmeden önceki yasa maddesi gereğince doğrudan gecikme zammı olarak istenmesi gerekirken, 1.1.1989 tarihinde vergi aslı addolunması halinde, anılan tarihten sonra yapılacak ödemelere tekrar gecikme zammı yürütülmesi imkanı verileceği ve bu uygulamada mükelleflerin ek bir mali külfete tabi tutulması sonucunu doğuracağından, ortaya çıkan durumun kanunların aleyhte olan hükümlerinin geriye doğru yürütülmemesi şeklindeki temel hukuk ilkesi ile bağdaşmayacağı gerekçesiyle iptal eden ....Vergi Mahkemesinin ... gün ve ... sayılı kararının; asla dönüştürme işleminin, 1988 yılına ilişkin 1 ve 2.taksitlere uygulanan gecikme zammı için geçerli olmayacağının dairelerince de kabul edildiği, ancak 1989 ve 1990 yıllarına ilişkin 1 ve 2.taksitlerin vadesi, yasanın yürürlük tarihinden sonra olduğundan, nedeniyle bu taksitler için hesaplanan gecikme zamlarının 3505 sayılı Kanunun 24.maddesi gereğince vergi aslına dönüştürülmesinde yasal isabetsizlik bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun "Gecikme zammı, nispet ve hesabı" başlıklı 51.maddesinin birinci fıkrasında; amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için gecikme zammı tatbik olunacağı belirtilmiş, aynı maddenin 10.12.1988 gününde yürürlüğe giren 3505 sayılı Kanunun 24.maddesiyle değişik ikinci fıkrasında da içinde bulunulan yıl sonuna kadar ödenmemiş olan gecikme zammı ile gecikme faizinin, müteakip yılın başından itibaren doğmalarına neden olan, amme alacağı gibi addolunacağı ve bu amme alacağının tebliğ edilmeksizin tahakkuk edeceği, tahakkuk eden bu amme alacağına, üzerinden hesaplandıkları amme alacağı aslına uygulanan yukarıdaki hükümlerin aynen uygulanacağı ifade edilmiştir.
51.maddedeki düzenlemeye göre, gecikme zammı, ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağına vadenin bitim tarihinden hesaplanıp uygulandığından, amme alacağının vadesinde ödenmemesinin müeyyidesini teşkil etmekte olup, bu alacağın tahsili aşaması ile ilgili bulunduğu cihetle, üzerinden hesaplandığı amme alacağının aslını doğuran olay ile bir ilişkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle de alacağın aslını doğuran olayın vuku bulduğu dönemde değil, gecikme zammına neden olan alacağın vadesinde ödenmemesi eyleminin vuku bulduğu dönemde yürürlükte bulunan mevzuata tabi olması gerekir. Böyle olunca da gecikme zammının vergi aslı addolunmasının amme alacağı aslını doğuran olayın vuku bulduğu tarihte yürürlükte olmadığından söz edilerek, yeni uygulamanın geçmişe yürütüldüğü sonucuna varılamaz. Kanunların geriye yürümezliği ilkesi, kanun hükümlerinin yürürlüğünden sonraki olaylar ve hukuki durumlar hakkında uygulanması gereğini ifade edeceğinden, kanunun yürürlüğünden sonraki vade tarihleri için tahakkuk edecek gecikme zammının 3505 sayılı Kanunun öngördüğü esaslara göre asıl addolunması doğal olup, bunun kanunun geriye yürütülmesi olarak nitelendirilmesinde isabet yoktur.
Olayda, 1986 yılında tarh ve tahakkuk ettirilen veraset ve intikal vergisinin, 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun "Ödeme zamanı" başlıklı 19.maddesine göre ilk taksitleri 1986 yılında başlamak ve 5 yılda ödenmek üzere takside bağlandığı 1988, 1989 ve 1990 yıllarına ilişkin taksitler vade tarihinden sonra ödendiğinden hesaplanan gecikme zammının 1.1.1989, 1.1.1990 ve 1.1.1991 tarihleri itibarıyla vergi aslı gibi addolunarak bunların üzerinden hesaplanan gecikme zammının ödeme emri ile istenildiği anlaşılmaktadır.
Dairemizin 14.9.1994 gün ve 1992/7716 sayılı ara kararına cevaben, vergi dairesince gönderilen 19.10.1994 gün ve 11458 sayılı yazı ile temyiz dilekçesinde, 1988 yılı taksitlerinin vadesi 3505 sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan 10.12.1988 tarihinden önce olduğundan, gecikme zammı uygulanmamasının dairelerince de uygun görüldüğü belirtilmektedir.
6183 sayılı Kanunun 51.maddesinin 3505 sayılı Kanunla değişik 2.fıkrası hükmü karşısında, ödeme tarihi ne olursa olsun, 10.12.1988 tarihinden önce vadesi gelen amme alacakları hakkında gecikme zammı, söz konusu kanundan önce yürürlükte olan mevuzata göre hesaplanacaktır. Ancak vadesi bu tarihten sonra gelen amme alacağı aslına uygulanan gecikme zammı, hesaplanacak yeni gecikme zammına esas olacaktır. Alacağın 1989 yılı içindeki vadesine ödenmemesi halinde, alacağı bu yıl içinde her ay itibarıyla hesaplanan gecikme zammı müteakip yılın başından itibaren vergi aslı gibi addolunarak gecikme zammı hesaplanmasına devam edilecektir.
Bu durumda, 1989 ve 1990 yıllarına ilişkin olup vadesinde ödenmeyen veraset ve intikal vergisi taksitlerine uygulanan gecikme zammının vergi aslı gibi kabul edilmesi anılan kanun hükümlerine uygun bulunduğundan, yazılı gerekçe ile ödeme emrini iptal eden mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararın bozulmasına karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.