11. Ceza Dairesi 2014/4425 E. , 2016/862 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
HÜKÜM : Mahkumiyet
I – "Resmi belgede sahtecilik" suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan yoksunluğun sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğine dair isabetsizliğin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında yeniden değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın adli sicil kaydında yer alan ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2005/121 esas ve 2008/176 karar sayılı ilamıyla verilmiş 2 yıl hapis cezası 08.09.2008 tarihinde mahkemesince kesinleştirilmiş ise de, hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 2010/12524 esas, 2011/4988 sayı ve 11.04.2011 günlü kararı ile temyiz başvurusu kabul edilip hükmün esastan incelenip onanarak kesinleştiği, mahkemenin 08.09.2008 tarihli kesinleştirme işleminin hukuki değerden yoksun olduğu, tekerrüre esas alınan hükmün 11.04.2011 tarihli onama ilamıyla kesinleşmesi nedeniyle, önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra, yeni bir suçun işlenmesi halinde maddede yazılı diğer şartlarında bulunması durumunda tekerrür hükümlerinin uygulanabileceği cihetle; suç tarihi 06.06.2010 olan eylemde, 5237 sayılı Yasanın 58/1. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunmadığının gözetilmemesi,
Yasaya aykırı olup sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasından 5237 sayılı Yasanın 58. maddesi uyarınca tekerrür uygulamasına ilişkin kısmın çıkartılmak sureti ile sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II – "Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması" suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince;
1 - TCK"nun 268. maddesindeki "başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması" suçunun oluşabilmesi için, failin işlediği bir suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla hareket etmesinin gerektiği, somut olayda; sanığın, şüphe üzerine durdurulduğunda suça konu sahte sürücü belgesini ibraz ettiğinin anlaşılması karşısında; henüz kendisine herhangi bir suç isnadının bulunmaması nedeniyle, iftira suçunun unsurları itibariyle oluşmayacağı gözetilmeden sanığın beraati yerine, mahkumiyetine karar verilmesi,
2 - Kabule göre de;
a) Sanığın adli sicil kaydında yer alan ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2005/121 esas ve 2008/176 karar sayılı ilamıyla verilmiş 2 yıl hapis cezası 08.09.2008 tarihinde mahkemesince kesinleştirilmiş ise de, hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3.Ceza Dairesinin 2010/12524 esas, 2011/4988 sayı ve 11.04.2011 günlü kararı ile temyiz başvurusu kabul edilip hükmün esastan incelenip onanarak kesinleştiği, mahkemenin 08.09.2008 tarihli kesinleştirme işleminin hukuki değerden yoksun olduğu, tekerrüre esas alınan hükmün 11.04.2011 tarihli onama kararı ile kesinleşmesi nedeniyle, önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra, yeni bir suçun işlenmesi halinde maddede yazılı diğer şartlarında bulunması durumunda tekerrür hükümlerinin uygulanabileceği cihetle; suç tarihi 06.06.2010 olan eylemde, 5237 sayılı Yasanın 58/1. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunmadığının gözetilmemesi,
b) 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan yoksunluğun sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.02.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.