14. Hukuk Dairesi 2014/16793 E. , 2016/3732 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı-karşı davalı vekili tarafından, davalı-karşı davacı aleyhine 13.04.2010 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, davalı-karşı davacı vekili tarafından davacı-karşı davalı aleyhine 26.05.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, olmaz ise arsa payı hariç aidiyetin tespitine, o dahi olmaz ise tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; esas davanın kabulüne karar verildiğinden, yeniden hüküm kurulmaya yer olmadığına, birleştirilen davanın kabulüne dair verilen 30.01.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacı ..., dava konusu 846 ada 2 parsel sayılı taşınmazda adına kayıtlı 3 no"lu bağımsız bölüme davalı ..."ın elatmasının önlenmesini istemiştir.
Davalı-karşı davacı ..., dava konusu 3 no"lu bağımsız bölümü davalının bilgisi ve rızası dahilinde yükleniciden haricen satın alarak oturulacak hale getirdiğini belirterek taşınmazın tapusunun iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde arsa payı hariç taşınmazın aidiyetinin tespitini ve bu dahi olmadığı takdirde 10.000,00 TL maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece, asıl davanın kabulü ile 846 ada 2 parsel sayılı taşınmazda bulunan 3 no"lu bağımsız bölüme davalının elatmasının önlenmesine, karşı davanın kısmen kabulü ile taleple bağlı kalınarak 10.000,00 TL tazminatın davacı-karşı davalı ..."den alınarak davalı-karşı davacı ..."a verilmesine ve tazminat ödeninceye kadar taşınmaz üzerinde hapis hakkı tanınmasına karar verilmiş, hükmü davalı-karşı davacı ... vekili temyiz etmiştir.
Dairemizce, davalı-karşı davacı vekilinin diğer temyiz itirazları reddedilip, davacı-karşı davalı ..."in yargılama sırasında ölmesi nedeni ile davayı mirasçılarının takip etmesi karşısında karar başlığında mirasçılarının yerine ölü davacının isminin yazılmasının doğru görülmediği, ayrıca karşı davada ikinci kademedeki tazminat istemi kabul edilmiş olmasına rağmen davanın kısmen kabulüne şeklinde hüküm kurularak buna bağlı olarak da karşı dava yönünden davacı-karşı davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi, yargılama giderlerinin tamamının birleştirilen dosyanın davalılarından tahsili gerekirken davalı-karşı davacıdan tahsiline şeklinde karar verilmesinin de doğru görülmediği hususları belirtilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra yapılan yargılamada, asıl davanın kabulüne karar verildiği ve kararın kesinleştiği gerekçesiyle yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, karşı davada davanın kabulü ile 10.000,00 TL tazminatın birleştirilen davanın davalısından alınarak birleştirilen dava davacısına ödenmesine, işbu tazminat ödeninceye kadar dava konusu taşınmazda oturmak suretiyle davacıya hapis hakkı tanınmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirir.
Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hükümdür. Bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerekir. Mahkemece bu husus gözetilmeden, hükmün diğer yönlerinin kesinleşmiş olduğundan bahisle "aynı konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Diğer taraftan mahkemece Dairemizin 12.03.2013 tarihli ve 2013/1888 Esas, 2013/3683 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gereği yerine getirilmemiştir.
Davacı-karşı davalı ... vefat edip mirasçıları..., ...., ...., ...., .... ve....davaya
dahil edildikleri halde, karar başlığında davacı-karşı davalı olarak gösterilmedikleri gibi hüküm sonucunda vefat etmiş olan ... aleyhine hüküm kurulması da doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere
29.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.