Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/4307 Esas 2018/4959 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/4307
Karar No: 2018/4959
Karar Tarihi: 10.12.2018

Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/4307 Esas 2018/4959 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan sanığın mahkumiyetine karar verdi. Temyiz başvurusu esastan reddedildi. Sanığın çocuklarını örgüte bağlı okula göndermesi ve avukatlık yapması örgütsel faaliyet olarak değerlendirilmedi. Tüm delillerin atılı suçun sübutu için yeterli olduğu belirlendi. Usuli işlemler kanuna uygun olarak yapıldı ve hükme esas alınan deliller hukuka uygun olarak elde edildi. Eylemler, suç tipine uygun olarak nitelendirildi ve yaptırımlar kanuni bağlamda şahsileştirildi. CMK'nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddedilmesi ile hüküm onandı.
Kanun Maddeleri:
- TCK 314/2 (Silahlı terör örgütüne üye olma)
- 3713 Sayılı Kanunun 5/1 (Terörle Mücadele Kanunu)
- TCK 53 (Ceza Sorumluluğunu Kaldıran Haller)
- TCK 58/7-9 (Hükümlü ve Tutukluların Yerleştirilmeleri)
- TCK 63 (Hüküm Fıkrasının Okunması)
16. Ceza Dairesi         2018/4307 E.  ,  2018/4959 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
    Hüküm : TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 53, 58/7-9, 63 maddeleri gereğince mahkumiyetine dair istinaf başvurusunun esastan reddi

    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, çocuklarını örgüte müzahir okula göndermenin ve avukatlık sıfatıyla ... A.Ş. ve Asya Katılım Bankası A.Ş.nin vekilliğini üstlenmenin örgütsel faaliyet olarak kabul edilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede;
    Tanıkların aşamalarda değişmeyen ve ayrıntı içeren istikrarlı beyanları ile tüm dosya kapsamı gözetilerek diğer delillerin atılı suçun sübutu için yeterli olduğu görülmekle, sanığın bylock kullanıcısı olduğunu bildiren ayrıntılı bylock tespit ve değerlendirme tutanağının dosyaya gelmesi beklenilmeden karar verilmesi sonuca etkili bulunmamıştır.
    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK"nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 10.12.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.