4. Ceza Dairesi 2017/18967 E. , 2020/19573 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Konya Numune Hastanesince düzenlenen 08.03.2013 tarihli sağlık kurulu raporunda suç ve suç tarihinin bulunmadığı belirlendiğinden; sanığın suç tarihi itibariyle TCK"nın 32. maddesi uyarınca “akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalmış veya önemli derecede azalmış olup olmadığı” konusunda, yöntemince heyet raporu alınarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Kabule göre de; akıl hastalığı nedeniyle kusur yeteneğinin azaldığı Konya Numune Hastanesi’nin 08.03.2013 tarihli raporuyla saptanan sanık hakkında, TCK"nın 32/2 ve 57. maddeleri uyarınca, mahkum olunan cezanın tamamen ya da kısmen akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da çektirilmesine karar verilebileceği gözetildiğinde bu hususun tartışmasız bırakılması,
3- Tehdit suçunun imzasız mektup ile işlenmesi halinde, bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, kimin tarafından yazıldığının muhatabınca anlaşılamamış olması gerekmektedir. Somut olayda, sanığın müştekiye bıraktığı not kağıtlarındaki yazıların kimin tarafından yazdığının katılan tarafından anlaşılması ve katılanın kolluk birimine verdiği ifadelerde sanığın adını ve yaşanılan olayları bildirerek şikayetçi olması karşısında, imzasız mektupla tehdit suçunun öğesinin oluşmadığı, eylemin TCK’nın 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden aynı kanunun 106/2-b maddesince hüküm kurulması,
4- (3) nolu bozma maddesine uyularak sanığın imzasız not kağıtlarıyla tehdit eyleminin TCK"nın 106/1-1. cümlesi kapsamındaki tehdit suçunu oluşturduğunun kabulü halinde ise;
a)Sanığın aynı katılana karşı 23.01.2013, 24.01.2013 ve 26.01.2013 tarihli eylemlerinin bütünüyle tek bir tehdit suçunu oluşturduğu, sanık hakkında 106/1.1 maddesi gereğince tehdit suçundan verilecek cezanın TCK’nın 43.maddesi gereğince artırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
b) 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK"nın 106/1 maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
c) (b) nolu bozma nedenine göre uzlaşmanın sağlanamaması halinde;
17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanun"un 24. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiştir.
Ancak bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun"un 31. maddesiyle, 5271 sayılı CMK"ya eklenen geçici 5. maddenin (d) bendi ile; "01.01.2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz" hükmü getirilmiştir.
Konuyu somut norm denetimi yoluyla inceleyen Anayasa Mahkemesi (25.06.2020,2020/16,2020/33; R.G. 19.08.2020, Sayı:31218), sözü geçen geçici 5/d maddesindeki hükmün, "kovuşturma evresine geçilmiş" ibaresinin aynı bentte yer alan, "basit yargılama usulü" yönünden Anayasa"nın 38. maddesine aykırı görerek iptaline karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi kararında, hükme bağlanmış dosyalarla ilgili iptale karar verilmemiş ise de, 5271 sayılı Kanun"un 2/1-(f) maddesince hükme bağlanmış dosyalarla ilgili olarak kovuşturma evresinin kesinleşmeye kadar devam etmesi ve aynı Yasanın 251/3. maddesi gereği mahkumiyet hükmü verildiği takdirde sonuç cezadan dörtte bir indirim öngörülmesi, bu durumunda temyiz incelemesi devam eden dosyalar bakımından lehe düzenleme getirmesi karşısında,
Anayasa Mahkemesinin iptal kararında; sanık lehine getirilen, yeni düzenlemenin, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesi gereğince, 5271 sayılı CMK’ya eklenen geçici 5. maddesiyle "kovuşturma evresine geçilmiş" dosyalar bakımından uygulanması gerektiğine işaret edildiğinden, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı CMK"nın 251/1. maddesi kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa"nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK"nın 7 ve 5271 sayılı CMK"nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmekle, tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayıp sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 14/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.