14. Hukuk Dairesi 2015/17480 E. , 2016/3727 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.09.2011 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesi nedeniyle tapu iptali ve tescil veya tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 02.10.2014 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 29.03.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı ... vekili Av. .... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, kabul edilmediği takdirde tazminat isteğine ilişkindir.
Davalı ... (Telefoncu) vekili, 26.12.1988 tarihli satış vaadi sözleşmesinin hile ile temin edilmiş belge olduğunu, sözleşmenin ifa olanağının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından
birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Bu durum, satışı vaat edilen taşınmazın tapusunda temliki tasarrufu engelleyen bir kaydın bulunması veya 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi hükmüne aykırı şekilde taşınmaz satışı vaat edilmesi ya da vaade konu taşınmazın bir başka mahkemede mülkiyet uyuşmazlığına konu olması halinde de geçerlidir.
Somut olayda;... 1. Noterliği"nin 26.12.1988 tarihli... yevmiye no"lu satış vaadi sözleşmesi ile ..., "kardeşi...."nun ölümüyle... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 05.02.1986 tarihli 1981/262 Esas 1981/186 Karar sayılı veraset ilamı ile kendisine de intikal eden İbrahimli Köyü 610 parsel sayılı taşınmaz.... toplam 21 parça taşınmazdaki miras hak ve hisselerinin tamamını ..."a satmayı vaat ve taahhüt ettiği",... 1. Noterliği"nin 01.06.1989 tarihli 18240 yevmiye no"lu satış vaadi sözleşmesi ile de ..."ın... 1. Noterliği"nin 26.12.1988 tarihli 58838 yevmiye no"lu satış vaadi sözleşmesi ile ...ı"dan satın almayı vaat ettiği 610 parseldeki 3/24 payın tamamını ..."a satmayı vaat ve taahhüt ettiği anlaşılmıştır.
Satış vaadi sözleşmesine konu 3377 ada 610 parsel sayılı taşınmazda 60/120 payın... adına kayıtlı olduğu ancak temyiz aşamasında UYAP sisteminden alınan tapu kaydına göre karar tarihinden sonra 29.04.2015 tarihinde vaat borçlusunun mirasçıları adlarına intikal yapılması nedeniyle ifa olanağı doğduğundan işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de, mahkemece taşınmazın elbirliği mülkiyetine konu olup sözleşmenin ifa olanağı bulunmadığından tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar verildiği halde davacının ikinci kademedeki tazminat talebinin de aynı gerekçeyle reddi yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.350,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
29.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.