15. Ceza Dairesi 2017/11906 E. , 2019/8317 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Beraat
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, .... San. Tic. Ltd. Şti."de şirket faaliyetleri doğrultusunda sigorta poliçeleri düzenlediği, gelir ve giderlerin kendi tasarrufunda bulunduğu, ancak sanığın sigorta şirketlerine ödenmesi gereken prim borçlarını ödemediği, şirkete ait zilliyetinde olan bir kısım paraları şirket hesapları dışında sarfederek, kendisi ve yakınlarına para aktarımında bulunduğu, bu şekilde şirketi zarara uğratarak, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia edilen olayda;
Sanığın aşamalardaki tüm savunmalarında, üzerine atılı suçlamayı kabul etmeyerek ddia edildiği şekilde şirket gelirlerini kendi şahsi ihtiyaçlarım için kullanmadığını, katılanın şirketin giderlerini yüksek göstermek suretiyle sahte belgeler düzenlediğini, çalışanların maaşlarının daha yüksek olmasına rağmen, asgarı ücret gösterildiğini, uzun süre maaş almadığını, işten ayrıldıktan sonra kendilerini yıllardan beri tanıdığı bazı müşterilerin mağduriyetini gidermek için 8.000 TL"ye yakın ödeme yaptığını belirtmesi, soruşturma aşamasında alınan 16.01.2012 tarihli bilirkişi raporunda; sanığın sigortasız olarak müşteki şirkette çalıştığı, şirkete ait tüm işlemlerin sanık tarafından yerine getirildiği, 12.11.2009 tarihli 08.01.2008-27.07.2009 dönemini kapsayan banka hesap ekstersinde müşteki şirket ile herhangi bir ticari ilişkilerinin olduğu tespit edilemeyen ...’a 5.590 TL., ...’a 220 TL., ...’a 60 TL., ...’a 16.500 TL. gönderildiği, ayrıca kendisine de 29.255 TL. yatırıldığı, kovuşturma aşamasında alınan 20.06.2013 tarihli bilirkişi raporunda sanığın ....San.Tic.Ltd.Şti. Hesanından toplamda 51.625 TL.yi kendisi ve ..., ..., ..., ...’a ödeme yaptığı, bu ödemelerin müşteki şirket kaşeli olduğu, sanığa ait kredi kart ekstreleri incelendiğinde ise; sanığın kredi kartlarından çeşitli tarih ve tutarlarda toplam 50.176,55 TL. ödemede bulunduğu, 50.076,55 TL. nin sigorta şirketlerine yapıldığı, bu ödemelerin müşteki şirket adına yapılıp yapılmadığının tespit edilemediği yönünde görüş ve kanaatlerin bildirilmesine karşın, bilrikişi raporlarının banka ve kredi kartı hesap dökümü ile bir kısım muhasebe kayıtlarına dayandırmaları ve bilirkişi raporlarının da bu belgeler üzerinde sınırlı inceleme doğrultusunda düzenlenmiş olduğunun anlaşılması, bilirkişi raporlarında ismi geçen ve müşteki şirketle ticari ilişkilerinin bulunup, bulunmadığı tespit edilemeyen ..., ..., ..., ...’nın beyanlarının alınmamış olması, yine şirket müdürü ..."nin de tanık sıfatıla bilgi ve görgüsüne başvurulmaması, ... Sigorta A.Ş.’nin 09.12.2009 tarihli müşteki şirkete hitaben yazdığı yazıda acenteliğin feshedildiği tarih itibariyle 33.889, 54 TL. mizan borcu bulunduğununb bildirilmesi, katılanın tahsil edilip, bedeli aktarılmayan poliçelerin olduğü yönündeki iddiası doğrultusunda, bedeli ödenmeyen poliçeler sahiplerinin olup olmadığı, var ise bu poliçe bedellerinin ne miktarda olduğunun araştırılmamış olması karşısında;
Gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeksizin ortaya çıkarılması bakımından, bilirkişi raporlarında ismi geçen ..., ..., ..., ...’nın adres ve kimlik bilgileri belirlenerek, bu kişilerin tanık olarak duruşmalara çağrılması, müşteki şirket hesabından kendilerine yapılan ödemelerin hangi hukuki ilişki karşılığında yapıldığı, bu hukuki ilişkinin varlığını ortaya koyan belgelerin olup olmadığının sorulması, var ise ilgili belgelerin dosya içerisine alınması, şirket müdürü ..."nin de tanık olarak dinlenerek, sanığın müşteki şirkette ne şekilde çalıştığı, sanığa kendisi tarafından yazılı ve sözlü olarak para transferi talimatı verilip verilmediğinin sorulması, müşteki şirket tarafından poliçe bazında tutulan muhasebe kayıtlarını içerir defter ve belgeler, tahsilât makbuzları, ödeme dekontları, haftalık ve aylık hesap özeti mutabakatlarının getirtilerek dosya içerisine konulması, bedeli ödenmeyen poliçelerin olup olmadığı, var ise sahiplerinin kimler olduğunun tespit edilmesi, tespit edilmesi halinde poliçe sahiplerinin konu ile ilgili beyanlarının alınması, ödemeye ilişkin belgelerinin olup olmadığının sorulması, var ise ödemeye ilişkin belgelerin dosya içerisine alınması, bütün delillerin toplanmasından sonra dosyanın yeniden bilirkişi heyetine tevdii sağlanarak, sanığın müşteki şirkete ait uhdesinde tuttuğu para olup olmadığıi hususunda ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde ek bilirkişi raporu alınması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiğinin gözetilmeyerek eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.