Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/18303
Karar No: 2017/397
Karar Tarihi: 12.01.2017

Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/18303 Esas 2017/397 Karar Sayılı İlamı

18. Ceza Dairesi         2016/18303 E.  ,  2017/397 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

    Görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçlarından sanıklar ... ve ....’in yapılan yargılaması sonunda; bu suçlardan mahkûmiyetlerine dair Gündoğmuş Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 01/03/2013 gün ve 2012/5 esas ve 2013/26 karar sayılı hükmün O Yer Cumhuriyet Savcısı ve sanıklar tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 06/04/2016 tarih 2015/22015 esas, 2016/6928 karar sayılı ilamına karşı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30/11/2016 gün ve 2016/352034 sayılı itiraz yazısı ile maddi hatanın düzeltilmesi için itiraz etmesi üzerine dosya Daireye gönderilmekle incelendi;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30/11/2016 gün ve 2016/352034 sayılı itiraz yazısında;
    İlamdaki, (2) nolu bozma nedeninde yazılı "eksik" kelimesinin "fazla" olarak,
    Sanık ...."in hakaret suçundan kurulan hükümde sonuç hapis cezasının “1 yıl 14 ay 7 gün", sanıkların görevi yaptırmamak için direnme suçlarından kurulan hükümlerde sonuç hapis cezalarının " 2 yıl 16 ay” a indirilmesi, yazılması suretiyle düzeltilerek onanması talep edilmiştir.
    Gereği görüşülüp,düşünüldü:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz gerekçeleri yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,
    Gündoğmuş Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 01/03/2013 gün, 2012/5 esas ve 2013/26 karar sayılı hükmünün yeniden incelenmesi sonucu;
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    A-Sanık ...."e yükletilen hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme; sanık ..."e yükletilen görevi yaptırmamak için direnme eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı;
    Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunlarda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
    Mükerrir sanık ... hakkında TCK’nın 58. maddesi uygulanırken, 5275 sayılı Kanunun 108/2. maddesi uyarınca en ağır cezayı içeren mahkumiyetin tekerrüre esas alınması gerektiği gözetilmeden, Gündoğmuş Sulh Ceza Mahkemesinin 2008/63 esas 200/39 karar sayılı ilamının bütünüyle tekerrüre esas alınması,
    Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
    Ancak,
    1- Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptaline karar verilmiş, ayrıca aynı bentte yer alan “seçme ve seçilme” ehliyetleri ile ilgili olarak da, hükümlünün, hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakılması uygulamasını engelleyici nitelikte iptal kararları verilmiş olması ve doğan boşluk nedeniyle bu hususta yeni bir yasal düzenleme yapılması ihtiyacının ortaya çıkması karşısında, yerel mahkeme hükmünde bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakmaya ilişkin uygulamanın dayanaksız kalması,
    2- Sanıklar hakkında hüküm kurulurken hesap yanılgısı sonucu cezaların fazla hesaplanması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., .... ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz iddiaları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükümlerin BOZULMASINA, ancak; bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, tebliğnameye uygun olarak 5320 sayılı Yasanın 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca hükümde TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımdan “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibareleri çıkartılarak, sanık ...."in hakaret suçundan kurulan hükümde sonuç hapis cezasının “1 yıl 14 ay 7 gün” e, sanıkların görevi yaptırmamak için direnme suçlarından kurulan hükümlerde sonuç hapis cezalarının “2 yıl 16 ay” a indirilmesi biçiminde HÜKÜMLERİN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    B- Sanık ... hakkında hakaret suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    1- Hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Yargılamaya konu somut olayda; sanığın polis memurlarına söylediği “hepiniz şebekesiniz, hakim, polis, savcı hepiniz aynısınız, savcıya mı güveniyorsunuz lan” şeklindeki ifadeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sanığın müştekilere yönelttiği sözlerin, müştekilerin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı davranış niteliğinde olduğu ve hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yasal olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçe ile mahkumiyet kararı verilmesi,
    2- Kabule göre,
    a- Hesap yanılgısı sonucu cezanın eksik hesaplanması,
    b- Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının uygulanması zorunluluğu,
    Kanuna aykırı sanık ... ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki isteme aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 12/01/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi