5. Hukuk Dairesi 2020/281 E. , 2021/5115 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini; birleştirilen dava ise, kamulaştırmadan arta kalan kısmın yararlanmaya elverişli olmadığından bahisle bedelinin tahsili davasının kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçelerle istenilmiş; davalılar vekili de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunmuş olmakla, duruşma için belirlenen 08/04/2021 günü temyiz eden davalılar vekillerinin yüzlerine karşı; usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediğinden temyiz eden davacı idare vekilinin yokluğunda duruşmaya başlanarak davalılar vekillerinin sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini; birleştirilen dava ise, kamulaştırmadan arta kalan kısmın yararlanmaya elverişli olmadığından bahisle bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davaların kabulüne hükmedilmiş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları bozma ile kesinleşen yönlere ilişkin olduğundan yerinde değildir. Şöyle ki;
1-) Hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal olarak incelenen taşınmazın emlak vergi değeri ile dava konusu taşınmazın emlak vergi değerinin karşılaştırmasında dava konusu taşınmazın daha değerli olduğu anlaşıldığı halde, ters orantı kurularak emsal taşınmazın daha değerli olduğu kabul edilmek suretiyle bedel belirlendiğinden rapor hüküm kurmaya elverişli değildir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2) Dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmının kullanılamaz olduğundan dolayı tamamının bedeline hükmedilmesi gerekçesiyle hükmün bozulduğu ve mahkemece bozmaya uyularak, arta kalan kısımda davalıların payı oranında tapu kaydının iptaline ve davacı idare adına tesciline karar verildiği halde, asıl davada arta kalan kısmın bedelinin hesaplamaya dahil edilmemesi suretiyle eksik bedele hükmedilmesi,
3) Asıl davada bozma öncesi verilen kararda ağaç bedelinin hesaplamaya dahil edilmeden hüküm kurulduğu, bu hususun bozmaya konu edilmediği ve taraflar yönünden kesinleştiği gözetilmeksizin bozma sonrasında yazılı gerekçeyle 13.116-TL ağaç bedeli ekleyen bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınmak suretiyle fazla bedel tespiti,
4) Asıl davada davalılardan ..."ın payını yargılama sırasında üçüncü bir şahsa sattığı ve söz konusu payın son olarak dava dışı ...’a devredildiği anlaşıldığından HMK"nın 125/2 maddesi uyarınca ...’ın ve kamulaştırılmaya dahil edilen kısımda pay sahibi olması sebebiyle davacı idare vekilince davaya dahil edilmesi yönünde talepte bulunulan ...’ın davaya dahil edilerek yargılamaya devam edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
5) Bozma sonrası tespit edilen bedel, bozma öncesi tespit edilen bedelden düşük olduğundan, bozma sonrası tespit edilen bedele ilk karar tarihine kadar faiz işletilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
6) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
7) Davalılardan ...’nın soyadının hüküm kısmında hatalı yazılması,
Doğru görülmemiştir.
Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle taraf vekillerinin temyiz isteminin kabulü ile BOZULMASINA, davalılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, temyiz eden davalılar yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 3.050,00"şer TL vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 08/04/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.