11. Hukuk Dairesi 2020/6808 E. , 2021/6524 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14.HUKUK DAİRESİ
VEKİLİ : AV. ...
DAVALILAR : 1 -...
VEKİLİ : AV. ...
: 2 -... ......
VEKİLİ : AV. ...
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20.04.2017 tarih ve 2016-757/256 sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin kabulüne karar verilmesine yer olmadığına dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi"nce verilen 01.06.2020 tarih ve 2019-139/450 sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı satıcı ... ile diğer davalı ... arasında gayrimenkulün satışı için aracılık sözleşmesi imzalandığını, dava konusu gayrimenkulün satışı için davacı alıcı ile ... arasında imzalanan hizmet bedeli sözleşmesi ve diğer davalı ile ... arasında da imzalanan hizmet bedeli sözleşmesi uyarınca cayma bedeli olarak 150.000.-TL belirlendiğini, davalı satıcının sözleşmeden dönüp cezai şartı da ödemediğini, davacı tarafından kapora ödenmesine rağmen taşınmazın satıcı tarafından üçüncü şahsa satılarak devredildiğini belirterek, sözleşme ile kararlaştırılan 150.000.-TL cezai şart bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Maksimum ... Gayrimenkul vekili, davanın öncelikle husumet yönünden reddi gerektiğini, çünkü davalının faaliyetinin aracılıktan ibaret olup talebin diğer davalı satıcıya yöneltilmesi gerektiğini, taşınmazın satılmasına ilişkin olarak sözleşmelerin alıcı ile satıcı arasında yapılmış olmasına rağmen diğer davalının, davacı şirket ile yaptığı aracılık sözleşmesinin üç aylık süresi bitmeden ve taşınmazı şirketin haberi dahi olmadan üçüncü bir kişiye satarak sözleşmeye aykırı hareket ettiğini, sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan tazminat davasında müvekkili şirkete husumet yöneltilemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, diğer davalı ... Gayrimenkul ...Ltd. Şti. ile 17/10/2014 tarihli gayrimenkul satışına ilişkin aracılık sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme kapsamında vekil olarak hareket eden diğer davalının müvekkili yararına hareket etmediğini, taşınmazı almak isteyen müşterileri kendisine bildirmediğini, bu sebeple dava konusu gayrimenkulü dava dışı üçüncü kişiden teklif alarak gayrimenkulü bu kişiye satmak için kapora aldığını, bir an için cezai şarta ilişkin sözleşmenin davalı açısından bağlayıcı olması durumunda bile fesihte kusurlu tarafın davalı satıcı olmadığını, taraflar arasında geçerli bir sözleşme bulunmadığını, imzaladıkları sözleşmenin kargo yoluyla davalı ..."a gönderildiğini, davacıyla henüz sözleşme kurulmadan sözleşmeden dönme beyanını bildirdiğinden haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalı satıcı ile diğer davalı şirket arasında gayrimenkulün satımı hususunda vekalet ilişkisi kurulduğu, bu vekalet ilişkisi kapsamında davalı aracı şirketin davacı ile gayrimenkulün satımı hususunda 1.500.000,00 TL bedel ile anlaşmaya varıldığı, anlaşmanın 2. maddesi ile alım satımdan dönen tarafın 150.000,00 TL cezai şart ödemesinin kararlaştırıldığı, bu sözleşmeden sonra sözleşmeye aykırı olarak davalı satıcının gayrimenkulü üçüncü kişiye sattığı, davacı ile davalı arasında akdedilen hizmet bedeli sözleşmesinde imzası bulunan aracı davalı şirketin satıştan vazgeçen taraf olması sebebiyle cezai şarttan sorumlu olduğu, aracı davalı şirket ile diğer davalı satıcı adına, onun nam ve hesabına hareket ederek davacı ile hukuki ilişkiye girdiği, satıcı davalının da kendisi nam ve hesabına hareket eden diğer davalı aracı şirket taahhütlerininden sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 150.000.-TL alacağın davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, işbu karara karşı davalılar istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 2016/757 esas ve 2017/256 2018/31 karar sayılı ve 03/06/2020 tarihli kararında, davalı ... Maximum ... Garimenkul...Şirketi istinaf başvuru harçlarını yatırmadığı nedeniyle başvurusu yapılmamış sayıldığından ve ilk derece mahkemesinin bu davalı hakkında verilen hükmü kesinleştiğinden, bu davalı yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davalı satıcı ... bakımından ise, davacı ile davalı ... arasında yapılan 20.11.2014 tarihli simsarlık sözleşmesi satıcı davalının imzası olmadığı, davacı ile davalı satıcı ... arasında simsarlık sözleşme ilişkisi bulunmadığından davacıya karşı, simsarlık sözleşmesinden doğan bir borcundan söz edilemeyeceği, davacı alıcı ile davalı satıcı ... arasındaki ilişkinin taşınmaz satış vaadi ilişkisi olduğu, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin resmi şekilde yapılması zorunlu olup bu şekil şartının geçerlilik şartı olduğu, taşınmaz satış vaadi resmi şekilde yapılmadığı için geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmedeki ceza koşulunun da geçersiz olduğu gerekçesiyle davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının davalı ... yönünden kaldırılarak, bu davalı hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir.
İşbu karara karşı davacı vekili temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 24/11/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.