19. Hukuk Dairesi 2017/3884 E. , 2019/471 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen itirazın iptali davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların kabulüne yönelik olarak verilen hükümlerin asıl ve birleşen dosya davalıları vekilince süresi içinde temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Asıl davada davacı vekili, davacının alacağı için verilen senede dayalı olarak davalılar hakkında.... İcra Müdürlüğü’nün 2015/556 esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalıların takibe itiraz ettiklerini iddia ederek itirazın iptaline, takibin devamına ve % 20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalılar vekili, davanın reddi ile kötü niyet tazminatı istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, davacının alacağı için verilen senede dayalı olarak davalılar hakkında ... İcra Müdürlüğü’nün 2015/558 esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalıların takibe itiraz ettiklerini iddia ederek itirazın iptaline, takibin devamına ve % 20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, asıl dava dosyası bakımından davalılardan ... ile davacı arasında 29.09.2009 fatura tarihli sözleşme yapılarak hidrolik pancar yükleme kepçesi satışının gerçekleştiği, fatura bedelinin 3.912,19 TL olduğu ve bu fatura için asıl davaya konu ... İcra Müdürlüğü’nün 2015/556 esas sayılı takip dosyasına dayanak 3.412,90 TL bedelli bononun düzenlendiği, bonoda diğer davalı ...’ın müşterek borçlu olduğu, birleşen dava dosyası bakımından davalılardan ... ile davacı arasında 14.09.2009 fatura tarihli sözleşme yapılarak buğday ve arpa satışının gerçekleştirildiği, fatura bedelinin 6.851,40 TL olduğu ve bu fatura için birleşen davaya konu ... İcra Müdürlüğü’nün 2015/558 esas sayılı takip dosyasına dayanak 6.851,40 TL bedelli bononun düzenlendiği, bonoda diğer davalıların müşterek borçlu olduğu, davacı ile davalılardan ... arasında bulunan sözleşme ilişkisi nedeniyle davalıların zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı, davacının ibraz ettiği fatura ve zamanaşımına uğramış bonolarla alacağını ispatladığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
(1) Asıl ve birleşen dava, zamanaşımına uğramış bonoya dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Davacı hem asıl, hem de birleşen davada iddia ettiği alacağının varlığını ispat için faturalara dayanmıştır. Asıl davaya dayanak fatura davalılardan ... adına, birleşen davaya dayanak fatura ise davalılardan ... adına düzenlenmiştir. Varlığının kanıtlanması halinde asıl ve birleşen davada davacı alacağından sorumluluk fatura lehtarlarına ait olup, diğerlerinin herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Faturalarda teslim alan imzası bulunduğu gibi, asıl ve birleşen davalılar vekilince sunulan temyiz dilekçesinde de fatura konusu malların teslim alındığı kabul edilmiştir. Hal böyle olunca fatura içeriği malların teslim edildiğinin kabulü ile mahkemece asıl ve birleşen davaya dayanak fatura alacaklarının ödenip ödenmediğinin tespiti bağlamında asıl ve birleşen davacı kooperatif kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak, yukarıda anılan tespitler bağlamında varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
(2)Kabule göre ise, zamanaşımına uğradığından kambiyo hukukundan kaynaklanan haklar yitirildiğinden, takip konusu bonolara vade tarihinden itibaren faiz talep edilemez. Bu hususta taahhütname bulunması da sonucu değiştirmez. Dosya kapsamı itibariyle davacı yanca takip tarihinden önce 818 sayılı BK.’nun 101. maddesi (6098 sayılı TBK.’nun 117. maddesi) uyarınca temerrüt ihtarı çekildiği de iddia ve ispat edilmediğinden mahkemece asıl alacaklara takipten itibaren ve talep de gözetilerek faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediği gibi, TBK.’nun 121/son hükmüne aykırı şekilde temerrüt faizine, ayrıca temerrüt faizi yürütülecek şekilde hüküm kurulması da doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıdaki (1) ve (2) nolu bendlerde açıklanan sebeplerle asıl ve birleşen davada verilen hükümlerin BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen davalılara iadesine, 24/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.