Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4808
Karar No: 2020/121

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2018/4808 Esas 2020/121 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2018/4808 E.  ,  2020/121 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ili, ...ilçesi, ... köyünde, toplam 1.124.500,00 m2 yüzölçümlü 68 sayılı parselin 126.000,00 m2"ye karşılık gelen 36/320 hissesini 21.09.2001 tarih ve 800 yevmiye no.lu işlemle müvekkilinin satın aldığını, ancak... Kadastro Müdürlüğünce yapılan toplulaştırma işlemleri sonucunda 68 no"lu parselin yüzölçümünün 1.124.500,00 m2"den 124.500 m2"ye düşürüldüğünü, hissesine düşen yüzölçümünde azalma meydana geldiğini, mülkiyet hakkının kaybı nedeniyle uğranılan zararın Türk Medeni Kanununun 1007. maddesi uyarınca tazmin edilmesi gerektiğini beyan ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00-TL"nin davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiş, daha sonra 26/06/2015 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesiyle dava değerini 472.557,74-TL"ye yükseltmiş ve dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesini istemiştir.
    Bozma ilamı öncesinde verilen; 08.07.2015 tarih, 2014/ 1086E. - 2015/453 K. sayılı gerekçeli kararda; davanın kabulü ile; 472.557,74-TL tazminatın dava tarihi olan 12/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekilince temyiz edilmiştir.
    Temyiz edilen karar; Dairemizin 27.02.2018 gün, 2017/5797E. - 2018/1484 K. sayılı bozma ilamı ile, "Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmazın arazi niteliğinde olduğu belirlenerek net gelir metoduna göre tazminat hesabı yapılması doğru ise de; tek ziraat bilirkişinin, dava tarihi itibarıyla hesapladığı değer üzerinden hazırladığı rapora göre karar verilmesinin usul ve Kanuna aykırı olduğu, TMK"nın 1007. maddesine göre açılan tazminat davalarında, mülkiyetteki azalma hangi işlem sonucu oluşmuş ise o işlemin, yani zarar verici işlemin kesinleştiği tarih itibarıyla taşınmazın değerinin hesaplanması gerektiği, somut olayda, yörede 1954 yılında yapılan tapulama sırasında 124.500 m2 olarak tespit gören taşınmazda, 3083 sayılı Kanuna göre yapılacak toplulaştırma işlemlerine altlık olmak üzere 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi gereğince düzeltme işlemi yapıldığı ve tersimat hatası bulunduğu tespit edilerek, taşınmaz yüzölçümünün 123.662 m2"ye düşürüldüğü, zemindeki fiili sınırlarda değişiklik olmadığı, davacıya düzeltme işlemine karşı 30 gün içinde sulh hukuk mahkemesinde dava açabileceğinin kadastro müdürlüğünce 24.01.2011 tarihinde tebliğ edildiğinin, ancak herhangi bir davanın açılmadığının, böylece 41. maddeye göre yapılan düzeltme işleminin tebliğden itibaren 30 gün sonra kesinleştiğinin anlaşıldığı, bu durumda; öncelikle 6754 sayılı Bilirkişilik Kanununun ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 15. maddesinde belirtilen yönteme göre oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden keşif yapılması, 41. maddeye göre yapılan düzeltme çalışmasının kesinleştiği tarihe göre, değerlendirme konusu ürünlerin verim ve maliyet tablolarının ilçe tarım müdürlüğünden istenip, yine aynı tarih itibarıyla, net gelir yöntemine göre davacı hissesine isabet eden değerin tespit ettirilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği" gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyan mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davacının davasının kısmen kabul-kısmen reddine; 376.514,91-TL tazminatın dava tarihi olan 12/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 1007. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamındaki takyidatlı tapu kaydına göre; dava konusu taşınmaz; ... ili, ...ilçesi, ... köyü, 68 parselde kain olup, 123.662,91 m2 yüzölçümüyle "susuz tarla" vasfıyla 36/320 hisseyle davacı ... adına dayanak 21.09.2001 tarih ve 800 yevmiye no"lu işlem ile tescil edilmiştir.
    Yörede 1954 yılında yapılan tapulama sırasında 1.124.500,00 m2 olarak tespit gören taşınmazın yüzölçümü, tescil edilirken 124.500,00 m2 olarak yazılmış, sonrasında 3083 sayılı Kanuna göre yapılan toplulaştırma işlemlerine altlık olmak üzere 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi gereğince tersimat hatası bulunduğu tespit edilerek düzeltme işlemi yapılmış, 14.01.2011 tarihli komisyon düzeltme kararıyla zemindeki fiili sınırlarda değişiklik olmadığı, düzeltme işlemine karşı 30 gün içinde sulh hukuk mahkemesinde dava açılabileceği 24.01.2011 tarihinde davacıya tebliğ edilmiş, ancak davacı tarafından süresi içerisinde dava açılmamış olmakla, böylece 41. maddeye göre yapılan düzeltme işlemi tebliğden itibaren 30 gün sonra kesinleşmiş, taşınmazın yüzölçümü 19.01.2012 tarih ve 200 yevmiye no"lu işlem ile bu defa 123.662,91 m2 olarak tescil edilmiştir.
    Dosya kapsamındaki fen bilirkişi raporunda ise bu husus; "Dava konusu... ili, ...ilçesi, ... köyünde kayıtlı 123.662,91 m2 alanlı 68 no.lu parselde davacı ..."ın 36/320 hissesine (36/320 X 123.662,91 m2) 13.912,08 m2 isabet etmekte olup, eski tapu alanı 1.124.500,00 m2"ye göre 36/320 hissesine (36/320 X 1.124.500 m2.) 126.506,25 m2 isabet etmektedir. Buna göre 68 no"lu parselin eski ve yeni yüzölçümlerine göre davacının hissesine isabet eden yüzölçümleri arasındaki fark; (126.506,25m2 - 13.912,08m2) 112.594,17 m2"dir." şeklinde ifade edilmiştir.
    İncelenen dosya kapsamına göre; dava dilekçesinde "...... köyünde, toplam 1.124.500,00 m2 yüzölçümlü 68 sayılı parselin 126.000,00 m2"ye karşılık gelen 36/320 hissesinin 21.09.2001 tarih ve 800 yevmiye no.lu işlemle davacı tarafından satın alındığı, ancak... Kadastro Müdürlüğünce yapılan toplulaştırma işlemleri sonucunda 68 sayılı parselin yüzölçümünün 1.124.500,00 m2"den 124.500.00 m2."ye düşürüldüğü" ifade edilmiş olup, Kadastro Kanununun 41. maddesine istinaden süresi içerisinde davacı tarafından düzeltme talep edilmediğinin anlaşılmasına göre; bu durumda öncelikle davacının iyiniyetli olup olmadığının ve bir zararının doğup doğmadığının açığa kavuşturulması zorunlu olup bu inceleme neticesinde davacının iyiniyetli olması söz konusu değil ve dolayısıyla zararı oluşmamışsa dava açma hakkı olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekir.
    Davacının iyiniyetli olduğunun anlaşılması halinde ise; tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği arazi olarak belirlendiğine göre, 6754 sayılı Bilirkişilik Kanununun ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 15. maddesinde belirtilen yönteme göre oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden keşif yapılmalı, 41. maddeye göre yapılan düzeltme çalışmasının kesinleştiği tarihe göre, değerlendirme konusu ürünlerin verim ve maliyet tabloları ilçe tarım müdürlüğünden istenip, yine aynı tarih itibarıyla, net gelir yöntemine göre davacı hissesine isabet eden değer tespit ettirilmeli arazi niteliğinde bulunan dava konusu taşınmaza yönelik olarak, sulu olup olmadığı, yerleşim alanlarına uzaklığı iklim şartları, arazinin toprak ve topoğrafik yapısı ve bölgesindeki konumu gözetilerek oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmî verileri ilçe tarım müdürlüğünden getirtilerek, taşınmaz üzerinde meyve
    ağaçları varsa ağaçların cinsleri de dikkate alınmak suretiyle elde edilen verilere uygun biçimde değerlendirme yapılarak tapu kapsamındaki taşınmazların değeri hesaplanmalı, taşınmazın varsa mütemmim cüzleri, muhdesat ve sökülemeyen teferruatlarının değerleri bayındırlık birim fiyatları ve yıpranma oranları gözetilerek değerleme tarihine göre tespit ettirilmeli, bu şekilde tapusu iptal edilen taşınmazın zemin değeri, üzerindeki mütemmim cüz, muhdesat ve sökülemeyen teferruatları esas alınarak, tapu sahibinin oluşan gerçek zararının saptanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. 
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın eksik ve yetersiz inceleme ile yukarıda yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA 15/01/2020 günü oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi