4. Hukuk Dairesi 2014/6079 E. , 2014/7944 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 13/05/2013 gün ve 2012/10024-2013/8606 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davalılardan ...Sanayi Tic ve Tur. Ltd. Şti vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’nun 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Temyiz ilamında bildirilen gerektirici nedenler karşısında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun değişik 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin reddine ve aynı kanunun 442/3. ve 4421 sayılı Kanunun 2. ve 4/b-1. maddeleri gereğince takdiren 228,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine ve aşağıda yazılı ret karar harcının karar düzeltme isteyene yükletilmesine 15/05/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Temyiz aşamasında yazdığım karşı oy yazısındaki gerekçelerle kararın düzeltilmesi gerektiğini düşündüğümden ret kararına katılmıyorum. 15/05/2014
2014/6079-2014/7944
KARŞI OY YAZISI
Dava, 12.08.2006 tarihinde davalılardan ...’nun yönetimindeki kamyon ile bisikletiyle seyreden davacıya çarparak yaralanmasına sebebiyet vermesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, tarafların temyizi üzerine, Dairemiz çoğunluğu tarafından davacının usulüne uygun ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini artırmasına göre, ıslah edilen miktarın reddinin doğru olmadığı gerekçesiyle mahkeme hükmü bozulmuş, bu kez de davalılardan ... ile ...Ticaret ve Turizm Ltd. Şti karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Davacı, dava dilekçesinde, 30.000,00 TL maddi tazminat talep ederken, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmamış olmasına karşın, yargılama sırasında alınan 30.04.2010 tarihli bilirkişi hesap raporunda, davacının %39,2 maluliyet oranına göre isteyebileceği tazminat miktarı 91.636,21 TL olarak belirlenmesi üzerine istemini ıslah etmiştir.
Dairemiz çoğunluğu ile aramdaki uyuşmazlık, açılan davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmaması halinde, sonradan ıslah yolu ile istem miktarının artırılmasına usulen olanak bulunup bulunmadığı ve zararın hangi anda bilinebilir durumda olduğu noktalarında toplanmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14.04.2004 gün, 2004/4-200 E. ve 2004/227 K.ilâmında doyurucu ve ayrıntılı olarak açıklandığı veçhile; 1086 Sayılı HUMK’nun 83 ve ardından gelen maddelerde düzenlenmiş olan ıslah; taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini kısmen veya tamamen düzeltmesine imkân tanıyan bir yöntem olup, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağının da bir istisnasıdır.
Yasal durum itibariyle, (Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonraki) kısmi davada fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuş olan davacının dilerse, ek dava açmak yerine, saklı tuttuğu alacak bölümü için o (kısmi) dava içerisinde ıslah yoluyla talepte bulunabilmesi mümkündür.
Öğreti ve Yargıtay uygulamacılarının çoğunluğunun kabul ettiği gibi, ister zımni feragat, isterse kesin hüküm görüşüne dayanılsın, hem kısmi dava niteliğinde olduğunun anlaşılmasına olanak bulunmayan, dolayısıyla tam dava olarak kabulü gereken bir davada alacağın kalan bölümü yönünden, alacaklının herhangi bir talepte bulunamayacağı ortaya çıkmaktadır.
O halde, davasında fazla hak bakımından ihtirazi kayıt bildirmemiş olan alacaklının, HUMK’nun 185/2. maddesi çerçevesinde davalının muvafakat etmesi durumu dışında, bu alacak bölümü yönünden ıslah ya da ek dava yoluyla talepte bulunamayacağının kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmaması nedeniyle, ıslah edilen bölümü reddeden ilk derece mahkemesi kararını yerinde ve isabetli gördüğümden, karar düzeltme isteminin kabulü ile yerel mahkeme hükmünün onanması gerektiği düşüncesiyle Dairemiz çoğunluğunun ret kararına katılmıyorum. 15/05/2014