19. Hukuk Dairesi 2014/20231 E. , 2015/7437 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat-alacak davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın taraf vekillerince süresi içinde temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili asıl davada, taraflar arasında akdolunan 25/06/2004 tarihli (LPG) tüplü bayilik sözleşmesinin davalı yanca yenilenmeyerek fesholunduğunu, sözleşme ilişkisi çerçevesinde mülkiyeti müvekkiline ait 1477 adet tüpün davalı zilyetliğinde olup, davalı yanca bu tüplerin iade edilmediğini, bayilik sözleşmesinin 25. maddesi uyarınca her tüp başına cari depozito bedeli kadar davalının cezai şart ödemekle yükümlü bulunduğunu, böylece müvekkilinin 21.906,00 TL. davalıdan alacaklı olduğunu, davalının müvekkili şirket kayıtlarında görünen 267,73 TL. alacağının mahsubu sonucunda müvekkilinin neticeten 21.638,27 TL. talep hakkı bulunduğunu belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 8.500,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Yargılama sürerken davacı vekili sunduğu ıslah dilekçesi ile taleplerini 14.183,00 TL. artırarak 22.683,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili asıl davada, davacı yanın iddia ettiği sayıda müvekkiline tüp teslim etmediğini, müvekkilinin tüpleri aldığı tarihte rayiç bedellerini ödediğini, mahkemece davacının cezai şart alacağının oluştuğu kanaatine varılacak olursa, müvekkilince ödenen depozito bedellerinin güncelleştirilerek cezai şarttan tenzili gerektiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Birleşen ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/103 esas sayılı dosyasında, asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili, sözleşmenin fesih tarihinden sonra müvekkilince 1111 adet tüpün davacıya iadesi neticesinde müvekkilinin alacaklı hale geldiği ve ayrıca davacı nezdinde müvekkilinin 4.939,00 TL. nakdi teminat tutarı kadar alacaklı olduğunu belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 4.939,00 TL’nin 25/06/2009 tarihinden, 1.000 TL’nin de 13/07/2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-asıl davada davacı vekili, taleplerin yerinde olmadığını, aksi yönde düşünülmesi halinde davacı taleplerinin müvekkilinin alacağından takas olunmasını istemiştir.
Mahkemece, yargılama devam ederken iki dava arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğundan bahisle verilen birleştirme kararı sonrası yapılan yargılama ve taraflar arasında akdolunan sözleşme hükümleri gözetilerek, tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davalı tarafın süresinde iade etmediği tüpler nedeniyle davacı-birleşen davada davalının 16.074,00 TL. cezai şart bedeli kadar alacaklı olduğunun kanıtlandığı, birleşen dava ile ilgili olarak davalı-birleşen davada davacının, davacı-birleşen davada davalıdan 4.939,00 TL teminat bedeli tutarında alacaklı bulunduğunun ispatlandığı, ancak davalının iade edilen tüp bedeline yönelik alacak isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, 16.074,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalı-birleşen dava davacısından tahsiline, fazlaya dair istemin reddine, birleşen dava yönünden ise davanın kısmen kabulüyle, 4.939,00 TL’nin davacı-birleşen dava davalısından tahsiline, faiz ve fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, 20.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.