16. Ceza Dairesi Esas No: 2018/4247 Karar No: 2018/4941 Karar Tarihi: 29.11.2018
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/4247 Esas 2018/4941 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, suç olarak \"Silahlı terör örgütüne üye olma\" suçundan verilen ve Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hükümde, istinaf başvurusunun esastan reddi hükmen mahkumiyet kararı ile sonuçlandı. Kararda, yerel mahkemenin Bylock programını indirmekle sanığın örgüt mensubu olduğuna dair kanıtları yeterli saymasına ilişkin gerekçelerin hukuki dayanaktan yoksun olduğu belirtilse de, bozma nedeni yapılmamıştır. Tüm usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı ve hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiği anlaşılmıştır. Sanığın suçu işlediği ve hükümde belirtilen cezaların kanuni bağlamda şahsileştirildiği sonucuna varılmıştır. Kanun maddeleri ise şöyle belirtilmiştir: TCK’nın 314/2, 3713 sayılı kanunun 5/1, TCK’nın 62/1, 53, 58/9, 63.
16. Ceza Dairesi 2018/4247 E. , 2018/4941 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma Hüküm : TCK’nın 314/2, 3713 sayılı kanunun 5/1, TCK’nın 62/1, 53, 58/9, 63 maddeleri uyarınca mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü; Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Yerel mahkemenin, bylock delilinin hukuka uygunluğu ile ilgili olarak esas itibariyle ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 Karar sayılı kararında açıklanan gerekçeleri de benimsemiş olması karşısında gerekçede ayrıca Yargıtay uygulamalarına yanlış anlam yüklenerek; “yapısı gereği Bylock isimli programda grupların bulunması ya da Bylock Programını kullanmayıp örgütün sohbetine katılan diğer mensupları tarafından şahsın Bylock kullanıcısı olduğunun bilinmesi ve bir kez dahi Bylock Programı indiren kişinin bu programı aktif olarak kullanmasa dahi diğer örgüt mensupları tarafından Bylock sisteminde görülmesi ile sanığın Bylock isimli programı indirmesi örgüt üyeliği bakımından mahkememizce yeterli sayılmıştır. Zira Bylock programını indirerek sanık örgüt mensubu olmuştur. Sanık kendisine güvenildiği için Bylock programı indirmiştir ve bu kendisine duyulan güven örgütün yapısal işleyişi içinde ona hiyerarşik yapıya dahil olmak suretiyle üyelik sıfatını yüklemiştir.... nitekim bylock sisteminin serverinin Litvanya Ülkesinde bulunduğu,ve İstihbarat Teşkilatı tarafından bu ülkede bulunan serverden bylock bilgilerinin temin edildiği, Ceza Muhakemesi Kanunları hükümlerinin ülkemiz hudutları dahilinde yürürlükte olduğu, Litvanya Ülkesinde söz konusu kanun uygulanma imkanı bulunmadığı, bu hali ile elde edilen verilerin hukuka aykırı olduğundan bahsedilemeyeceği anlaşıldığından bu yöne ilişkin savunmaya itibar edilmemiştir.” denilmek suretiyle hukuki dayanaktan yoksun gerekçeye iştirak edilmemiş ise de, bu kabul sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK"nın 302/1 maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 29.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.