23. Hukuk Dairesi 2014/4198 E. , 2015/5257 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, taraflar arasındaki bağlantı ve sistem kullanım anlaşmasına göre, maksimum enerji alış kapasitesinin 5 MW olduğu, davalı tarafından anlaşmaya aykırı olarak iletim sisteminden iki kez fazla güç çekildiğini ve sistem kullanım anlaşmasına göre ceza gerektiren durum oluştuğunu ileri sürerek, toplam 518.659,37 TL sistem kullanım ceza tutarının tahsil tarihine kadar işleyecek 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun"un 51. maddesinde öngörülen gecikme zammı ve gecikme zammının KDV"si ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cezai şart koşullarının oluşmadığını, müvekkilinin de davacıdan alacaklı olduğunu, bu nedenle öncelikle davanın reddini, aksi halde takas def"inin nazara alınmasını istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki sistem kullanım anlaşmasının revize sürecinin uzamasında davalının müşterisi olan Çakmaktepe"ye ait tesisinin buradan ayrılıp ayrılmama durumundaki belirsizliğin rol oynadığı, bunun ise davalının sorumluluk sahasında gerçekleştiği, bu sürecin devam ettiği aşamada davalının güç aşımı yoluyla fazla enerji kullanımı sebebiyle hakkında uygulanan 16.02.2011 tarih, 572196 no"lu fatura ile 169.872,98 TL ve 16.02.2011 tarih, 572472 no"lu fatura ile 348.786,39 TL olmak üzere toplam 518.659,37 TL sistem kullanım ceza tutarının mevzuata uygun olduğu, ayrıca taraflar arasındaki Sistem Kullanım Anlaşması"nın 3. maddesine göre ödemede gecikme halinde 6183 sayılı AATUHK"nın 51. madesinde öngörülen gecikme zammının uygulanması gerektiği, davacının fatura tarihlerinden itibaren faize hükmedilmesi konusundaki talebinin davanın genişletilmesi niteliğinde olması ve kabul edilmemesi nedeniyle dinlenemeyeceği, yine davalının kurmuş olduğu tesislerde davacı lehine mülkiyet hakkı oluşmadığı, tesislerin mülkiyetinin kullanıcı olan davalıda olduğu, taraflar arasındaki Ek-4 tesis sözleşmesinin 3. maddesine göre davacıdan hiç bir bedel talep edilemeyeceğinden mahsup talebinin dayanağının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabülü ile 518.659,37 TL"nin dava tarihinden itibaren AATUHK"nın 51. maddesinde öngörülen gecikme zammı ve gecikme zammının KDV"si ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Mahkemece, hüküm altına alınan alacağa dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmiştir. Ne var ki, 16.02.2011 ve 28.02.2011 tarihli uyuşmazlığa konu faturalar davacı tarafça davalıya gönderilmiş olup, fatura içeriğinde tabliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde fatura bedelinin ödenmesi ihtar olunmuştur. Dava dosyasında anılan faturalara ait tebliğ mazbatası bulunmamakta ise de, davalı tarafça, 16.02.2011 tarihli faturanın 08.03.2011 tarihli yazıyla, 28.02.2011 tarihli faturanın ise, 14.03.2011 tarihli yazıyla iade edildiği ve faturaların kabul edilmediğinin bildirildiği anlaşılmaktadır. Şu halde, taraflar arasında akdi ilişki bulunduğu nazara alındığında, TBK m. 117 (BK m. 101) uyarınca, 16.02.2011 tarihli faturaya konu alacak tutarı olan 169.872,98 TL açısından 08.03.2011; 28.02.2011 tarihli faturaya konu alacak miktarı olan 348.786,39 TL açısından ise, 14.03.2011 tarihinden önce temerrüdün oluştuğu nazara alınarak belirtilen duruma uygun şekilde faiz başlangıcı suretiyle hüküm tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiş ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazının kabulü ile kararın “HÜKÜM” bölümünün üçüncü paragrafının birinci satırında yer alan "dava" sözcüğünün hüküm fıkrasından çıkarılarak, yerine "169.872,98 TL"sine 08.03.2011, 348.786,39 TL"lik kısmına ise 14.03.2011” kelime dizinin yazılmasına, kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, davacıdan alınan peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.