8. Ceza Dairesi Esas No: 2018/3253 Karar No: 2020/9128 Karar Tarihi: 05.02.2020
Başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2018/3253 Esas 2020/9128 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir şahsın başkasına ait kimlik bilgilerini kullanarak suç işlemesi durumunda yalnızca idari para cezası verilebileceğine karar verdi. Sanığın kullandığı aracın durdurulduğunda hiçbir işlem yapılmadan olay yerinden kaçtığı ve mağdur adına herhangi bir belge düzenlenmediği tespit edildi. Sanığın eyleminin 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40. maddesine uyduğu ve idari yaptırımı gerektirdiği belirlendi. Ancak, yasalara göre soruşturma zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğu ve bu sürenin geçtiği anlaşıldığından, sanık hakkında idari para cezası verilmesine yer olmadığına karar verildi. Kararda, TCK'nın 268/1. maddesi ile kimlik bilgilerini gizleme suçunun oluşabilmesi için başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılarak soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin kimlik bilgileri verilen mağdur hakkında yapılmasına neden olunması gerektiği açıklandı. Kararda ayrıca, bir resmi belge düzenlenmemiş olması halinde kimliği bildirmeme kabahatinin oluşacağı belirtildi.
8. Ceza Dairesi 2018/3253 E. , 2020/9128 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması HÜKÜM : Mahkumiyet
Gereği görüşülüp düşünüldü: 55237 sayılı TCK.nın 268/1. maddesinde düzenlenen başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunun oluşabilmesi için işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılarak soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin kimlik bilgileri verilen mağdur hakkında yapılmasına neden olunması gerekir. Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu, bir resmi belge düzenlenmemiş olması halinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun 40/1. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahati oluşur. Somut olayda, kolluk kuvvetlerine gelen ihbar sonrasında sanığın kullandığı aracın durdurulduğu, sanığın polis ekiplerine "..." isimli şahsa ait ruhsat fotokopisi sunduğu ve hakkında hiçbir işlem yapılmadan olay yerinden kaçtığı, sanığın gerçekleşen eyleminde mağdur adına hiç bir belge düzenlenmediği gibi, herhangi bir suç soruşturması veya kovuşturmasından bahsedilemeyeceğinin anlaşılması karşısında, eylemin 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun 40. maddesine uyduğu ve idari yaptırımı gerektirdiği, ancak anılan Yasanın 20/2-c maddesi uyarınca soruşturma zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğu, kabahat tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar bu sürenin gerçekleştiği anlaşılmakla sanığın ve Cumhuriyet Savcısı"nın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmekle sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta 1412 sayılı CMUK.nın 322. ve Kabahatler Kanunu"nun 24. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan Kabahatler Kanunu"nun 20/1. maddesi uyarınca sanık hakkında İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 05.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.