11. Ceza Dairesi Esas No: 2015/9796 Karar No: 2016/804 Karar Tarihi: 08.02.2016
Sürücü belgesinde sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/9796 Esas 2016/804 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, motorlu taşıtlar sürücü adayları sınavına girmediği halde sürücü belgesi almıştır. Ancak sürücü belgesinin aslı ele geçirilememiş ve kullanıp kullanmadığı tespit edilememiştir. Dosya incelendiğinde suç tarihi olarak belirtilen tarih yanlış yazılmıştır ve düzeltilmesi gerekmektedir. CMK'ya göre suçun işlendiği tarihten hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kesinleştiği tarihe kadar dava zamanaşımı süresi işlemekte olup, bu tarihten sonra işlenen kasıtlı suçun dava zamanaşımı süresi durdurulmaktadır. Sanık suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK'nun 350. maddesi gereğince \"sürücü belgesinde sahtecilik\" suçunun alt sınırı ve ceza türüne tabidir. Yürürlükte olan kanun maddelerine göre suç tarihi ile temyiz inceleme tarihi arasında dava zamanaşımı gerçekleşmiş, bu nedenle hüküm BOZULMUŞ ancak yeniden yargılama yapılmasına gerek yoktur. Sanık hakkındaki davaların zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verilmiştir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7. maddesi ve 5252 sayılı Kanun'un 9. maddesi ile 765 sayılı TCK'nun 102/4 ve 104/2. maddeleri bu kararda detaylıca
11. Ceza Dairesi 2015/9796 E. , 2016/804 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : .... Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sürücü belgesinde sahtecilik
Sanığın, motorlu taşıtlar sürücü adayları sınavına girmediği halde emniyet müdürlüğünden sürücü belgesi aldığının iddia ve kabul edildiği olayda, dosya kapsamından sürücü belgesinin aslının ele geçmediği ve sanık tarafından kullanıldığı tespit edilemediğinden gerekçeli karar başlığında yanlış yazılan suç tarihinin belgenin veriliş tarihi olan 15.12.2004 olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür. 5271 sayılı CMK’nun 231/8-son cümlesi hükmü uyarınca suçun işlendiği tarihten hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kesinleştiği 04.02.2010 tarihine kadar dava zamanaşımı süresinin işlediği, bu tarihten sonra ve denetim süresi içinde işlenen kasıtlı suçtan dolayı verilen ve 13.02.2013 tarihinde kesinleşen mahkumiyet hükmü nedeniyle, 07.02.2014 günü hükmün açıklandığı; böylelikle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 04.02.2010"dan itibaren deneme süresi içinde işlenen ikinci suçun en aleyhe kabulle suç tarihi olan 31.03.2012 tarihine kadar dava zamanaşımının durduğu gözetilerek yapılan incelemede; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü uyarınca; sanığa yüklenen suç tarihi itibariyle yürürlükte olan 765 sayılı TCK"nun 350. maddesinde yazılı "sürücü belgesinde sahtecilik" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği 15.12.2004 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı Kanun"un 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 08.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.