11. Hukuk Dairesi 2015/15131 E. , 2017/2686 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen davada bozmaya uyularak verilen 13/10/2015 tarih ve 2014/710-2015/744 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosyanın incelenmesinde duruşma için gerekli tebligat giderinin yatırılmamış olması nedeniyle 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı ... Şubesi"nden konut kredisi kullanıldığını, diğer davalı ... Şubesi"nden ise müvekkilinin ortağı olduğu adına ticari kredi kullanıldığını, müvekkilinin n emekli maaşı aldığını, kullanılan kredileri geri ödemede müvekkilinin zorluk çekmesinden sonra nasıl olduğunu tespit edemedikleri bir yöntemle den alınan emekli maaşının alındığını ve bu banka tarafından müvekkilinin maaşının tamamı ve kardeşi ve kefili olan maaşının tamamının banka tarafından hiçbir muvafakat alınmadan kredi taksitlerine kesildiğini, bu kesintilere rağmen müvekkilinin kredi borçlarının yasal takibe alındığını ve takipler açıldığını, müvekkilinin bu şekilde kesintilerin yapılmasına rağmen yasal takibe geçilmesi ile müvekkilinin konutunun satıldığını ve 27 ay boyunca emekli maaşını alamadan geçimini sağlamak zorunda kaldığını, müvekkili tarafından davalı bankaya olan borcunun kapatıldığını ileri sürerek, müvekkilinin emekli maaşından haksız ve hukuka aykırı bir şekilde yapılan kesintilerden, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL"nin davalılardan kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 18/06/2015 tarihli dilekçeyle talep sonucunu 36.938,17 TL"ye çıkarmıştır.
Davalılar vekili, davacının tarihinde 90.000,00 TL konut kredisi, adına 16.08.2007 tarihinde 30.000,00 TL ticari kredi kullandığını, belirlenen vadede ana ödeme yapılmamasından dolayı yasal takibe girişildiğini, davacının mevcut borç miktarı için herhangi bir itirazda bulunmayarak borcunun kesinleştiğini, kredi sözleşmelerinde davacının söz konusu kesintileri kabul ettiğini bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
./..
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı bankanın davacının kullanmış olduğu konut kredisine ilişkin kesinti ve belgeleri meşruhatlı müzekkereler ile istenilmesine rağmen göndermediği, bu durumda davalının iddiasını ispat edemediği, davacıdan kesilmiş olan toplam meblağın 36.938,17 TL olduğu gerekçesiyle 36.938,17 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, davacının emekli maaşından davalı banka tarafından yapılan kesinti sebebiyle alacak istemine ilişkindir.
Davacı vekili müvekkilinin emekli maaşının davalı bankaya olan borcu sebebiyle davalı banka tarafından tek taraflı gerçekleştirilen işlem ile tamamının kesildiğini, müvekkilinin 27 ay boyunca emekli maaşı alamadığını ileri sürerek eldeki davayı açmış, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuştur. Ancak, davacı tarafça dava değeri fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 10.000,00 TL olarak belirtilmiş ve bu miktar üzerinden dava harçlandırılmış, mahkemece bozma öncesi yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 18/06/2014 tarih, 2014/8840 E- 2014/11720 K. sayılı ilamı ile bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında davacı vekili 18/06/2015 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 36.938,17 TL"ye yükseltmiş ve mahkemece de ıslahla artırılan bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Islah tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nın 177. maddesinde ıslahın tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği düzenlenmiştir. Yine, mülga 1086 sayılı HUMK 84. maddesi de aynı mahiyettedir. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu"nun 06/05/2016 tarih ve 2015/1 E- 2016/1 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, her ne sebeple olursa olsun bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir. Bu durumda mahkemece, davacı vekili tarafından bozma sonrası ıslah edilen miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Ayrıca, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, kredisine istinaden davacı hesabından kesilen tutarın 10.838,17 TL olduğu, yine davacının kullandığı konut kredisine istinaden hesabından her ay 900 TL olmak üzere 19.01.2009 ile 18.05.2011 tarihleri arasında toplam 26.100,00 TL kesildiği belirtilmiş olup; davalı vekilince bilirkişi raporunda belirtilen bu hususun hatalı olduğu zira hesap ekstresinde bulunan 900 ibaresinin kesinti miktarı olmayıp işlem kodunu ifade ettiği ve hesaplamanın yanlış yapıldığı yönünde ciddi itirazlarda bulunulmuştur. Bu durumda, mahkemece bu hususta davacı emekli maaşından ne kadar kesinti yapıldığına dair bilgi ve belgeler taraflardan temin edilerek davalı tarafın ciddi itirazlarına yönelik gerekirse yeniden bilirkişi raporu alınmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken eksik incelemeye dayalı karar verilmesi de doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın re’sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın anılan taraf yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 08/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.