9. Hukuk Dairesi Esas No: 2008/10843 Karar No: 2010/839 Karar Tarihi: 22.01.2010
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2008/10843 Esas 2010/839 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2008/10843 E. , 2010/839 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar HUMK.’un 426/A maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz. Birleştirilen davalarda, temyiz sınırı her dava için ayrı ayrı belirlenir. İhtiyari dava arkadaşlığında, temyiz sınırı her dava arkadaşının davası için ayrı ayrı belirlenir. Karşılık davada, temyiz sınırı asıl dava ve karşılık dava için ayrı ayrı belirlenir. Tespit davalarında, temyiz sınırı tespit davasının öncüsü olduğu eda davasının miktar ve değerine göre belirlenir. Temyiz sınırından fazla bir alacağın tamamının temyiz edilmiş olması halinde, hükümde asıl istemin kabul edilmeyen bölümü temyiz sınırını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Kısaca temyize konu edilen miktara bakılarak kesinlik belirlenir. Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması halinde, kısaca kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.06.1975 gün ve 1975/6-8 sayılı içtihadında, 5521 sayılı yasada açık düzenleme olmamakla birlikte, bu yasanın 15. maddesindeki düzenleme gereği HUMK.’un 426/A maddesindeki kesinlik sınırının iş mahkemelerinde verilen kararlarda da uygulanması gerektiği, grup halinde açılan davaların salt iş mahkemelerine özgü bir dava türü olmadığı, bu nedenle seri olarak açılan davalarda her dosya için kesinlik sınırına bakılması gerektiği açıkça belirtilmiştir. Dairemizin kararlılık kazanan uygulaması ile açıkça, hukuki dinlenilme hakkının ihlali gibi önemli konularda mahkemenin ağır hatalı karar vermesinde dahi kesinlik sınırının gözetilmesi gerektiği vurgulanmıştır(Dairemizin 20.10.2008 gün ve 2007/29707 Esas, 2008/27968 Karar sayılı ilamı). Dosya içeriğine göre davacı fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak ihbar ve kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin ve fazla mesai ücreti alacağı isteğinde bulunmuştur.
Mahkemece taleple bağlı kalınarak yıllık ücretli izin alacağı kabul edilmiş, diğer talepleri reddedilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davada reddedilen miktar, kesinlik sınırını aşmakta olup, kararın hüküm kısmında kararın kesin olarak verildiğinin açıklanması hatalı olduğundan, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dava dilekçesi içeriğine göre, davacı tarafından fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak suretiyle kısmi talepte bulunulduğu anlaşıldığından, yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararın hüküm kısmının son cümlesindeki "...... kesin olmak üzere......" ibaresinin kaldırılmasına. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 22.01.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.