8. Ceza Dairesi Esas No: 2017/14130 Karar No: 2017/9631 Karar Tarihi: 18.09.2017
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/14130 Esas 2017/9631 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Antalya 6. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından istinabe yoluyla sorgulanan bir hükümlü, esas mahkemesinde ifade vermek istemediğini belirtmemişti. Sanığın savunması istinabe yoluyla alınmış ve yokluğunda hüküm kurulması, savunma hakkının kısıtlanması olarak değerlendirilmemiştir. Kararda, TCK'nın 58. maddesi gereği ikinci kez mükerrir olduğu anlaşılan sanık hakkında, 5275 sayılı Kanunun 108/3. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. CMK'nın 196/2. maddesi gereği, sanık sorguya çekilmeden önce ifadesini esas mahkemesinde vermek isteyip istemediği sorulmalıdır. Ancak alt sınırı 5 yıl ve daha fazla hapis cezası gerektiren suçlar hariç olmak üzere, istinabe suretiyle sorguya çekilebilir. Tekerrüre esas alınan ilamda uygulanan kanun maddeleri ve suçun niteliği açıklanmamıştır.
8. Ceza Dairesi 2017/14130 E. , 2017/9631 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hükümlü veya tutuklunun kaçması HÜKÜM : Hükümlülük
Gereği görüşülüp düşünüldü: CMK.nun 196/2. maddesinde “Sanık, alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere, istinabe suretiyle sorguya çekilebilir...” ”..Sorgusundan önce sanığa ifadesini esas mahkemesi huzurunda vermek isteyip istemediği sorulur.” şeklindeki düzenleme karşısında, davanın görüldüğü yer mahkemesinin yargı çevresi dışındaki bir cezaevinde hükümlü olarak bulunan sanığın, istinabe suretiyle Antalya 6. Sulh Ceza Mahkemesince sorgusu yapılırken ifadesini esas mahkemesi huzurunda vermek istediğine ilişkin bir talebinin olmadığı, savunmasını yaptığı ve yargılamaya konu suç için yasada öngörülen hapis cezasının alt sınırının beş yıldan az olduğu anlaşılmakla, sanığın savunmasının istinabe yoluyla alınması ve yokluğunda yargılamaya devamla hüküm kurulması savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olmadığından, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Tekerrüre esas alınan ilamda TCK.nun 58. maddesinin uygulanmış olması nedeniyle ikinci kez mükerrir olduğu anlaşılan sanık hakkında, 5275 sayılı Kanunun 108/3. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanığın bir sebebe dayanmayan temyiz itirazı temyiz itirazının reddiyle hükmün ONANMASINA, 18.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.