Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/6030
Karar No: 2015/8111
Karar Tarihi: 14.04.2015

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/6030 Esas 2015/8111 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2015/6030 E.  ,  2015/8111 K.

    "İçtihat Metni"


    Davacı ... Vek.Av..... ile davalı ... Vek.Av.... aralarındaki tespit davası hakkında Ankara 4. İş Mahkemesince verilen 16/09/2013 gün ve 825-947 Sayılı kararın Onanmasına ilişkin Dairemizin 19/01/2015 gün ve 757-524 Sayılı ilamına karşı davacı vekili tarafından süresi içinde maddi hatanın düzeltilmesi yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği konuşulup düşünüldü.


    K A R A R


    1- Davacı vekili müvekkilinin, ölen babası nedeniyle aldığı ölüm aylığının Kurum tarafından ayrıldığı eşle birlikte yaşama gerekçesi ile kesildiğini belirterek bu aylığın yeniden bağlanması isteminin mahkemece reddolunduğu ve bu red kararının Dairemizin 19/01/2015tarih 2014/757 Esas-2015/524Karar sayılı ilamıyla onandığını belirterek davanın tümden reddinin hatalı olup bu hatanın giderilmesini istemiştir.
    İş Mahkemeleri Kanununun 8/3. maddesi gereğince İş Mahkemelerinden verilen kararlara ve buna bağlı Yargıtay ilamına karşı karar düzeltme yolu kapalıdır. Ancak; Yargıtay onama ya da bozma kararlarında açıkça maddi hatanın bulunduğu hallerde, dosyanın yeniden incelenmesi mümkündür. Zira maddi yanılgıya dayalı olarak verilmiş onama ya da bozma kararları ile hatalı biçimde hak sahibi olmak, evrensel hukukun temel ilkelerine ters düştüğünden karşı taraf yararına sonuç doğurmamalıdır. Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır.
    Maddi yanılgı kavramından amaç; hukuksal değerlendirme ve denetim dışında, tamamen maddi olgulara yönelik, ilk bakışta yanılgı olduğu açık ve belirgin olup, her nasılsa, inceleme sırasında gözden kaçmış ve bu tür bir yanlışlığın sürdürülmesinin kamu düzeni ve vicdanı yönünden savunulmasının mümkün bulunmadığı, yargılamanın sonucunu büyük ölçüde etkileyen ve çoğu kez tersine çeviren ve düzeltilmesinin zorunlu olduğu açık yanılgılardır.
    Uygulamada zaman zaman görüldüğü gibi, Yargıtay denetimi sırasında, uyuşmazlık konusuna ilişkin maddi olgularda, davanın taraflarında, uyuşmazlık sürecinde, uyuşmazlığa esas başlangıç ve bitim tarihlerinde, zarar hesaplarına ait rakam ve olgularda ve bunlara benzer durumlarda; yanlış algılanma sonucu, açık ve belirgin yanlışlıklar yapılması mümkündür. Bu tür açık hatalarda ısrar edilmesi ve maddi gerçeğin göz ardı yapılması, yargıya duyulan güven ve saygınlığı sarsacağı gibi, Adalete olan inancı ortadan kaldırır ve yok eder.
    Bu nedenledir ki; Yargıtay; bu güne değin maddi yanılgının belirlendiği durumlarda soruna müdahale etmiş baştan yapılmış açık maddi yanlışlığın düzeltmesini kabul etmiştir. Kaldı ki kimi açık maddi yanılgıya dayalı ve yanlışlığı son derece belirgin haksız ve adaletsiz sonuçların giderilmesi kamu düzeni açısından zorunludur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2002/10-895E ve 2002/838K, 2003/21-425E ve 2003/441K sayılı kararları da bu doğrultudadır.
    Mahkemece davanın reddine ilişkin verilen hükmün Dairemizce yanılgıyla onanması hatalı olmuştur.
    Hal böyle olunca davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile yerel mahkeme kararının onanmasına ilişkin Dairemiz ilamının yanılgıya dayalı olduğu ve düzeltilmesinin gerektiği anlaşılmakla, Dairemizin 19/01/2015tarih 2014/757 Esas-2015/524Karar sayılı kararının kaldırılması gerekmiştir.
    2- Dava, davacının ölen babası nedeniyle aldığı ölüm aylığının Kurum tarafından ayrıldığı eşle birlikte yaşama gerekçesi ile kesildiğini belirterek bu aylığın yeniden bağlanması isteminin istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56"ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96"ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasa"ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi"ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 04.04.2011 tarihli SGK kontrol memur raporunda, davacı adresindeki komşularca davacı ve eski eşin beraber yaşadığının bildirildiği,muhtara gidilip sorulduğunda konutta kalanlara ilişkin belgede davac, eşi ve kızları ... .. ile kaldıklarının anlaşıldığının yazıldığı, boşanmanın 2000/5.ayında gerçekleştiği, davacının babasının 1999 yılında vefat ettiği,davacının binada birkaç komşu ile husumetli oldukları anlaşılmaktadır.
    Sonuç olarak; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 56.maddesinin ikinci fıkrasına dayalı açılan bu tür davalarda, eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu aşamada, Anayasanın 20. maddesi ile 5510 sayılı Kanun, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun, 4857 sayılı İş Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm deliller toplanmalıdır
    Yapılacak iş; davacının adresinde husumetli olmadıkları komşuları ile apartman yöneticisinin beyanlarına başvurmak, davacının eski eşinin nerede ikamet ettiği davacıdan sorularak o adreste de araştırma yapılarak (davacı tarafın beyanına göre eski eşinin ...-açık adres net şekilde açıklattırılarak adresinden komşulara ve yöneticiye sorularak) açıklığa kavuşturulmalı, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir. .

    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14/04/2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.



    MUHALEFET ŞERHİ

    Davacı babasında dolayı almış olduğu yetim aylığının davalı kurumca boşandığı eşiyle birlikte yaşıdığından bahisle iptal edildiğini boşandığı eşiyle birlikte yaşamasının söz konusu olmadığını belirterek kurum işleminin iptali ile kesilen aylığının yeniden bağlanmasını ve sağlık yardımlarından yararlandırılmasına karar verilmesini talep etmiş yapılan yargılama sonucu Ankara 4. iş Mahkemesinin 16/09/2013 tarih 2011/825 Esas 2013/947 sayılı Kararı ile davanın reddine karar verilmiş, davacı tarafca verilen kararın temyizi üzerine Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 19/01/2015 tarihi 2014/757 Esas 2015/524 sayısı Karar sayılı ilamı ile temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün oybirliğiyle onanmasına karar verilmiştir. Davacı tarafca 16/02/2015 tarihinde maddi hata talebinde bulunulmuş ve 14/04/2015 tarihinde talep kabul edilerek onama kararı kaldırılarak hüküm bozulmuş ise de dosya kapsamı 04/04/2011 tarihi Kurum denetim elemanlarınca düzenlenen rapor içeriyi ve raporda belirtilen ve davacı ile aynı apartmanda oturan şahısların tanık olarak dinlendikleri 30/05/2012 tarihli celsedeki tutanak içeriyini doğrulayan beyanları göz önüne alındığında 5510 sayılı yasanın 59/2 maddesi hükmüde göz önüne alındığında tutanak içeriğinin aksini kanıtlayıcı bir delil ve belge bulunmadığından ve tanıklar ile davacı arasında husumet bulunduğuna yönelik soyut iddialar karşısında yerel mahkeme kararının ve onama kararının yerinde olduğundan çoğunluk görüşüne katılmıyorum.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi