3. Ceza Dairesi Esas No: 2016/16353 Karar No: 2017/10168 Karar Tarihi: 05.07.2017
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2016/16353 Esas 2017/10168 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanık hakkında mağduruna karşı kasten yaralama suçundan mahkumiyet hükmü vermiştir. Ancak, hükmün gerekçesi yetersiz olduğu için ve sanığın kazanılmış hakkı dikkate alınmadığı için mahkeme kararı bozulmuştur. İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen raporlara göre, sanığın suçu işlemesi sonucu mağdurun yüzünde sabit ize ve orta derecede kemik kırığına neden olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/1. maddesi gereğince temel cezaya hükmedilirken, alt sınırdan uzaklaşılması gerektiği unutulmuştur. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 tarihli kararı nedeniyle, sanığın hak yoksunlukları yönünden hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. Bozma kararına göre, sanığın cezası açısından CMUK'un 326/son maddesi gereğince kazanılmış hakkı dikkate alınmalıdır. Kanun maddeleri: Anayasa'nın 141/3, CMK'nin 34. ve 230. maddeleri, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/1. ve 53. maddeleri, 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi, 1412 sayılı CMUK'un 321
3. Ceza Dairesi 2016/16353 E. , 2017/10168 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Sanık hakkında mağdur ..."ya karşı kasten yaralama suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın, sanık müdafiin itirazının reddedilmesi üzerine kesinleştiği anlaşılmakla, bu karar inceleme dışı tutularak, sanık hakkında mağdur ..."ya karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; 1) Anayasa"nın 141/3, CMK"nin 34. ve 230. maddelerine göre, Yargıtay"ın gerekçelerde tutarlılık denetimini yapabilmesi için; kararın dayandığı tüm delillerin, bu deliller sonucunda mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ile mağdur ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin, hangi anlatımın ne gerekçeyle diğerine üstün tutulduğunun açık olarak kurulacak hükmün gerekçesine yansıtılması ve mahkemece ulaşılan vicdani kanı sonucunda sanığın hangi eylemlerinin suç sayıldığı açıklandıktan sonra, kabul edilen bu eylemlerin hukuki nitelendirilmesinin yapılması gerektiği gözetilmeyerek, gerekçeden yoksun olarak yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; 2) İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen raporlara göre; sanığın eylemi nedeniyle mağdurun yüzünde sabit ize ve hayat fonksiyonlarını orta (2.) derecede etkileyen kemik kırığına neden olacak şekilde yaralandığı olayda, birden fazla nitelikli halin ihlali ile atılı suçu işleyen sanık hakkında, meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak 5237 sayılı TCK"nin 86/1. maddesi gereğince temel cezaya hükmedilirken alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi, 3) Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, ceza miktarı açısından CMUK"un 326/son maddesi gereğince sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmasına, 05.07.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.