10. Hukuk Dairesi 2018/1935 E. , 2018/7272 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde , ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar.
“Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince de, sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki Kuru, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, ... Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 ..., 1974, sayfa 395 vd.)
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında, Mahkemece, bozma ilamına uyarak yapılan yargılama neticesinde davalılar ... . Dağ. AŞ ve ...mirasçıları ..., ... Kurt, ... ..., ..., , ...,, ..., ... yönünden verilen hüküm isabetliyse de, Mahkemenin verdiği ikinci kararın davalı ... tarafından temyiz edilmemiş olması nedeniyle, davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hak ilkesine riayet edilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu"nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Hükmün 1. fıkrasının silinerek yerine "Asıl ve birleşen davanın, davalı ... yönünden kabulü ile, 40.440,28 TL olan kurum zararının tamamından, diğer davalılar yönünden ise, davanın kısmen kabulü ile, 5.392,04 TL’lik kısmına tekabül eden kısmından gelirin onay tarihi olan 25/08/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı kuruma verilmesine” ibarelerinin yazılmasına
2-Hükmün harçlara ilişkin 2. fıkrasını silinerek yerine “ 2.762,00 TL nispi karar ve ilam harcının 368,33 TL’lik kısmının tüm davalılardan müştereken müteselsilen bakiyesinin diğer davalı ...’den alınarak hazineye irat kaydına “ ibarelerinin yazılmasına
3-Hüküm fıkrasının yargılama giderlerine ilişkin 3. bendin silinerek yerine,” Davacı kurum tarafından yapılan 1.592,70-TL. yargılama giderlerinin, 212,36-TL’lık kısmının tüm davalılardan müştereken müteselsilen bakiyesinin davalı ...’den alınarak davacı kuruma verilmesine” ibarelerinin yazılmasına
4-Hükmün 5. fıkrasının silinerek yerine “ Davacı kurum vekille temsil edilmesi nedeniyle 4.798,43-TL. Nispi vekalet ücretinin, 1.980,00-TL’lik kısmından tüm davalıların müştereken ve müteselsilen bakiyesinin ise diğer davalı ...’den alınarak davacı Kuruma verilmesine” ibarelerinin yazılarak ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 01.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.