20. Hukuk Dairesi 2016/557 E. , 2017/6539 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasındaparsel sayılı taşınmazlar tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiş, bilahare 102 ada 10 parsel sayılı taşınmazın orman vasfında olabileceği ve gerekli incelemenin mahkemece yapılmasının uygun olacağı gerekçesiyle komisyon tarafından malik ve vasıf hanesi boş bırakılarak tutanak kadastro mahkemesine gönderilmiştir.
Davacı ve birleşen davacılar taşınmazların miras bırakanlarından bu yana zilyetliklerinde bulunduğunu belirterek tespitin iptal ile taşınmazların adlarına tescilini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabul, kısmen reddine, birleşen 2008/477 Esas sayılı dosyanın kısmen kabul, kısmen reddine, birleşen 2008/53 Esas sayılı dosyanın kabulüne, dava konusu 103 ada 19 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu parsel sayılı taşınmazın ekli fen bilirkişi raporunda tevzi parselleri dışında gösterilen 400,30 m2"lik kısmının kadastro tespitinin iptali ile aynı adanın son parsel numarası verilerek davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu sayılı taşınmazın ekli fen bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösteilen ve geriye kalan 4.074,17 m2"lik kısmının tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu parsel sayılı taşınmazın ekli fen bilirkişi raporunda tevzi parselleri kapsamında kalmadığı belirtilen 113,33 m2"lik kısmının kadastro tespitinin iptali ile aynı adanın son parsel numarası verilerek ... adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu 101 ada 97 parsel sayılı taşınmazın ekli fen bilirkişi raporunda (A), (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen ve geriye kalan 3.261,7 m2"lik kısmının tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu parsel sayılı taşınmazın ekli fen bilirkişi raporunda tevzi parselleri kapsamında kalmadığı belirtilen 197,90 m2"lik kısmı ile (B) harfi ile gösterilen 93,46 m2"lik kısmının kadastro tespitinin iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu taşınmazın ekli fen bilirkişi raporunda (A), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen ve geriye kalan 6.002,83 m2"lik kısmının tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman sınırlandırması yapılmıştır.
1-Orman Yönetiminin 102 ada 10 parsel sayılı taşınmaz dışındaki taşınmazlara yönelik temyiz itirazları yönünden; Orman Yönetiminin sadece 102 ada 10 parsel sayılı taşınmaz yönünden davalı olduğu, diğer taşınmazların tarla vasfıyla Hazine adına tespit edildiği ve Orman Yönetiminin bu parseller yönünden davalı olmadığı anlaşıldığından 102 ada 10 parsel sayılı taşınmaz dışındaki taşınmazlar yönünden taraf sıfatı bulunmayan Orman Yönetiminin temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir.
2- Davalı Hazinenin 101 ada 83 parselin (B) ile gösterilen bölümü ile 101 ada 83, 97 ve 164 parsel sayılı taşınmazın tevzi parselleri kapsamında kalmayan bölümlerine yönelik temyiz itirazları yönünden; çekişmeli 101 ada 83 parsel sayılı taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölümünün fen bilirkişi raporunda 141 numaralı tevzi parseli kapsamında kaldığı,101 ada 83, 97 ve 164 parsel sayılı taşınmazların bir bölümünün ise herhangi bir tevzi parseli kapsamında kalmadığı belirtilmiş ve mahkemece bu taşınmaz bölümleri yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. mahkemece tevzii parsellerin belirtmelik tutanakları ilgili kurumlardan araştırılarak getirtilip dosyasına konulmamış, tapu kaydının iktisap sebebinin doğru olup olmadığı yönünde hayatta olmaları halinde belirtmelik bilirkişilerinin tanık sıfatıyla dinlenmeleri gerekeceği üzerinde durulmamış, mahkemece hükme esas alınan ek rapora ekli krokide uygulamayı izlemeye elverişli nitelikte bulunmadığı halde toprak tevzi haritası ve kadastro paftasında sabit sınırlardan başlanılıp, ölçeği eşitlenerek yöntemince çakıştırılmak suretiyle taşınmazın hangi bölümünün kesin olarak tevzi haritalarının kapsamında kaldığı,aynı harita üzerinde net bir şekilde gösterilmemiş, taşınmazların öncesinin zilyetlikle iktisap edilecek yerlerden olması halinde tevzi parselleri kapsamında kalan bölümlerinin tavzi tapularının oluştuğu tarihe kadar; tevzi parselleri kapsamında kalmayuan bölşümlerin ise kadastro tespit tarihine kadar 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde öngörülen koşulların da gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durulmamış, keşif sırasında dinlenilen bilirkişi ve tanıkların davalı tarafın taşınmazlar üzerindeki zilyetliğine ilişkin beyanları 3402 sayılı Kanunun 46/1 ve 14. maddesi kapsamında değerlendirilmemiş, dava konusu taşınmazların tamamı memleket haritası ve hava fotoğrafı üzerindeki gösterilmek sureti ile taşınmazlara zilyet olan kişilerin kullanımın olup olmadığı, varsa süresine ilişkin mahalli bilirkişi ve tanık beyanları denetlenmemiştir.
O halde, doğru sonuca varabilmek için öncelikle, toprak tevzi çalışmaları sırasında oluşturulan parseller hakkında Hazine adına tapu kaydı oluşturulup oluşturulmadığı sorulmalı, varsa tapu kayıtlarının tesisine esas belirtmelik tutanakları araştırılmalı, bulunması halinde 1962 yılında yapılan toprak tevzi çalışmaları sırasında bu taşınmazlar yönünden herhangi bir kayıt ya da belgenin uygulanıp uygulanmadığı belirlenmeli, varsa tesis ve tedavülleri ile birlikte getirtilmelidir. Dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra, menfaati bulunmayan üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, zirai bilirkişi, ormasn bilirkişisi ve fen bilirkişisi ile hayatta iseler belirtmelik tutanağında imzaları bulunan bilirkişiler, taraf tanıkları ve kadastro tespit bilirkişilerinin huzuru ile yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşif sırasında bilirkişi ve tanıklardan, varsa tevzi çalışmaları sırasında uygulanan kayıt ve belgelerin çekişmeli taşınmazları kapsayıp kapsamadığı, çekişmeli taşınmazların öncesinin ne olduğu, kime ait bulunduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim ya da kimler tarafından hangi tarihten itibaren ve ne şekilde kullanıldığı, öncesinin mera, yayla gibi özel mülkiyete konu olamayacak ya da kaçak ve yitik kişilerden kalıp kanunlar uyarınca Hazineye intikal eden yerlerden olup olmadığı bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve tespit dayanakları olan belgelerle denetlenmeli, zirai bilirkişiden taşınmazların değişik yönlerden gösteren fotoğraflarınında eklenmek suretiyle ayrıntılı, denetlemeye elverişli rapor istenmeli, fen bilirkişisine tapu kaydı, belirtmelik tutanağı, varsa mera tahsis haritası ve dava dosyası kapsamını belirtir keşfi izlemeye elverişli harita düzenlettirilmeli, orman bilirkişisinden en eski ve kadastro tespitinden 15-20 yıl öncesine ait memleket haritası ve hava fotoğrafı üzerinde çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parselelrle birlikte gösterecekleri, hava fotoğrafları üzerinde streoskopik inceleme yapılmak sureti ile taşınmazların kullanım sınırı olup olmadığı varsa kullanımın ne şekilde olduğu hangi tarihte başladığı ile ilgili ayrıntılı bilgi veren rapor düzenlemeleri istenmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte tartışılıp
değerlendirilerek, çekişmeli tevzi tapusu kapsamında kalan bölüm olması halinde tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar, Kadastro Kanununun 46/1, 14 ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tevzi tapusu kapsamında kalmayan bölüm olması halinde Kadastro Kanununun 14 ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ:1-Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle; Orman Yönetiminin temyiz dilekçesinin REDDİNE, temyiz harcının istek halinde iadesine,
2-Yukarıda 2 numaralı bette açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 101 ada 83 parselin (B) ile gösterilen bölümü ile 101 ada 83, 97 ve 164 parsel sayılı taşınmazın tevzi parselleri kapsamında kalmayan bölümlerine yönelik olarak BOZULMASINA 20/09/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.