MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

... ve ... (...) ile ..., dahili davalı ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Adıyaman 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 19.09.2008 gün ve 183/919 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi dahili davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacılar vekili dava dilekçesinde, 179 ada 26, 33 ve 187 ada 2 sayılı parsellerin sırasıyla 04.12.1992, 10.01.1993 ve 13.04.1992 tarihli harici satış senetleriyle davacıların miras bırakanı ... tarafından davalı ...’e satıldığını, satışın gerçek olmadığını, taşınmazın vekil edenlerinin miras bırakanı ...’den kaldığını, satış senetlerinin danışıklı düzenlendiğini, mirasçılardan mal kaçırmaya yönelik olduğunu, gerçek alım satım iradesini yansıtmadığını, senetlerin imzacıların huzurunda düzenlenmediğini, davalı ...’in mirasçı ...’nin kaynı olduğunu, davalı ... tarafından mirasçı ... ve arkadaşlarına karşı Adıyaman Kadastro Mahkemesinde açılan 2004/36 Esas ve 2004/115 sayılı Karar ile davalı ...’in davasının reddedildiğini, taksimin yapılmadığının belirlendiğini, gerçek iradeyi yansıtmayan satışların da geçersiz olduğunun kabul edildiğini belirterek dava konusu parsellerin tapu kayıtlarının vekil edenlerinin payı oranında iptali ile adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı ... yargılamanın ilk oturumunda, dava açıldıktan sonra taşınmazları mirasçı ...’nin oğlu ...’e tapuda sattığını, taşınmazların bu nedenle ... adına tapuda kayıtlı bulunduğunu, 10.000 TL’ye sattığını, parasını aldığını, kendisiyle bir alakasının bulunmadığını bildirmiştir.
HUMK.nun 186. maddesi gereğince davaya katılan ... oğlu ... vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, HUMK.nun 186.maddesi gereğince davaya katılması sağlanan ... oğlu ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, muristen intikal, tapulama tutanaklarının dayanağını teşkil eden harici satış senetlerinin geçersizliği gibi hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Uyuşmazlık konusu taşınmazların ortak miras bırakan ...’den kaldığı ve mirasçıları arasında paylaşıma tabi tutulmadığı, Adıyaman Kadastro Mahkemesinin 2004/36 Esas ve 2004/115 Karar sayılı dosya kapsamıyla eldeki dosyanın kapsamında bulunan bilgi ve belgelerden anlaşılmıştır. Paylaşımın yapılmadığı mahkemecede kabul edilmektedir. Miras bırakan ..., dosyada bulunan veraset belgesine göre 22.04.1994 tarihinde vefat ettiğine göre terekesi TMK. nun 701 ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyet hükümlerine tabidir. Veraset belgesine göre, murisin mirasçılarının, oğlu ..., ... ve kızı ... (...) olduğu belirlenmiştir. Davaya HUMK.nun 186.maddesi gereğince katılması sağlanan ve kayıt maliki bulunan 07.04.1980 doğumlu ... veraset ilamında ismi geçen murisin oğlu ...’in olduğu saptanmıştır. Babası ve murisin oğlu ... sağ olduğuna göre murisin torunu 1980 doğumlu ve davaya dahil edilen ... terekeye göre üçüncü kişi durumundadır. Zaten dava başlangıçta da mirasçı olmayan üçüncü kişi ...’e karşı açılmıştır. Terekeye dahil bir taşınmaz için bir veya birkaç mirasçının TMK.nun 701 ve 702.maddeleri gereğince üçüncü kişilere karşı dava açma sıfat ve yetkileri bulunmamaktadır. Böyle durumlarda oybirliği aranır ve tüm mirasçıların birlikte üçüncü kişilere karşı dava açması gerekir. Mirasçılar arasında yarar çelişkisi bulunduğu takdirde terekeye temsilci atanmak suretiyle ve temsilci sıfatıyla davanın yürütülmesi gerekmektedir. Davacılar vekili dava dilekçesinde; anılan tapu kayıtlarının iptali ile murisin tüm mirasçıları adına iptal ve tescile karar verilmesini istemediğine ve sadece vekil edenlerinin payı oranında iptal ve tescile karar verilmesini istediğine göre, TMK. nun 701 ve 702. maddeleri gereğince dava koşulundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek hüküm kurulmuş bulunması usul ve kanuna aykırıdır.
Davalı 1980 doğumlu ... vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 172,50 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 16.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.