15. Ceza Dairesi Esas No: 2019/5188 Karar No: 2019/8287 Karar Tarihi: 16.09.2019
Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2019/5188 Esas 2019/8287 Karar Sayılı İlamı
15. Ceza Dairesi 2019/5188 E. , 2019/8287 K.
"İçtihat Metni"
Güveni kötüye kullanma ve dolandırıcılık suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 08/02/2019 tarihli ve 2019/5962 soruşturma, 2019/2999 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik müşteki vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Bakırköy 7. Sulh Ceza Hakimliğinin 07/03/2019 tarihli ve 2019/1213 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 24/05/2019 gün ve 94660652-105-34-7740-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12/06/2019 gün ve 2019/59883 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu. Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede; 5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, Somut olayda müşteki vekilinin Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına vermiş olduğu şikâyet dilekçesinde, şüphelinin müştekiyi arayarak Beylikdüzü/Kavaklı bölgesinde bir daire olduğunu, bu dairenin kaçırılmaması gerektiğini belirterek 100.000 Türk lirası talep ettiği, müştekinin şüpheliye inanarak 40.000 Türk lirasını peşin olarak, 60.000 Türk lirasını ise çek ile ödediği, ancak şüphelinin satışa hiç sunulmamış daireyi satışa sunulmuş gibi göstererek müştekiyi dolandırdığı gerekçesiyle şikayetçi olması üzerine yapılan soruşturma neticesinde, suçun hukuki ihtilaf kapsamında kaldığından bahisle takipsizlik kararı verilmiş ise de, şüphelinin olaya ilişkin ifadesinin alınması, olayda belirtilen dairenin satılık olup olmadığının araştırılması ve toplanan delillere göre dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturmaya ve değerlendirmeye dayalı verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın belirtilen gerekçelerle kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir. 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, Bakırköy 7. Sulh Ceza Hâkimliğinin 07/03/2019 tarihli ve 2019/1213 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 16/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.