21. Ceza Dairesi 2015/5598 E. , 2016/2977 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
1-TCK’nun 204/2. maddesinde yazılı “memurun resmi belgede sahteciliği” suçu özgü suçlardan olup, failinin anılan Yasanın 6. maddesinde tanımlandığı şekliyle ‘kamu görevlisi’ niteliğini taşıması ya da özel yasası gereğince kamu görevlisi gibi cezalandırılabilen bir kimse olması gerekmektedir.
KİT rejimine tabi bulunan PTT Genel Müdürlüğünde 233 ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameler kapsamında istihdam edilen personel, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 11/b maddesi uyarınca, “ifa ettikleri görevlerinden doğan suçlardan dolayı” kamu görevlisi sayılmaktadırlar. Diğer taraftan, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 1. maddesi gereği anılan kanun hükümlerine göre tebligat işlemlerini yapmakla PTT Genel Müdürlüğü yetkili kılınmış ve anılan Kanun"un 52. maddesi gereğince de “bu kanunun tatbikinde görevli memur ve hizmetliler ile mahalle, köy muhtar ve ihtiyar heyeti meclisi azalarının” işledikleri suçlarda "kamu görevlisi" sayıldıkları kabul edilmiştir. Açıklanan yasal düzenlemeler uyarınca 7201 sayılı Kanun gereği tebligat işlemlerinde görevlendirilecek personelin PTT Genel Müdürlüğü personeli olması zorunlu olup, hizmet satın alınması suretiyle kurulan hukuki ilişkiye dayalı olarak iş gördürülen taşeron firma çalışanına tebligat görevi verilmesi yasaya aykırıdır. Nitekim 5584 sayılı Posta Kanununun “Ulaştırma Sözleşmeleri” başlıklı 10. maddesinin gerek önceki metnine ve gerekse 29.4.2009 tarihli ve 5893 sayılı Kanun"la yapılan değişiklikle eklenen “PTT İdaresi postaların ayrım ve dağıtım işlerini ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürebilir” şeklindeki ikinci fıkrasına göre de tebligat işlemlerinin taşeron firma çalışanına gördürülmesi yasaya uygun değildir. 5893 sayılı Kanun değişikliği ile yalnızca ayrım ve dağıtım işleri ihale yoluyla gördürülebilecek işlerden olup, tebligat işlemleri kapsam dışında tutulmuştur.
Yukarıdaki açıklamaya göre; suç tarihinde PTT Başmüdürlüğü"ne bağlı taşeron şirket çalışanı olan "sanığın" posta dağıtıcısı olarak görev yaptığı, katılan adına ..... İş Mahkemesinin ....esas sayılı dosyasında çıkartılan dava dilekçesini ve duruşma gününü içeren tebligat evrakını muhatabına tebliğ etmediği halde bizzat tebliğ etmiş gibi düzenlediği iddiasıyla TCK"nun 204/2. maddesi sevkiyle "memurun resmi belgede sahteciliği" suçundan açılan kamu davasında, yerel mahkemece sanığın sübutu kabul edilen eyleminin "görevi kötüye kullanmak" suçunu oluşturduğundan bahisle TCK"nun 257/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verildiği somut olayda, tebligat evrakındaki sahteliğin şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından; tebligat parçasındaki imzanın katılanın eli ürünü olup olmadığına dair bilirkişi incelemesi yaptırılması ve sonucuna göre şirket elemanı olup PTT İdaresi personeli olmayan sanığın üzerine atılı eyleminin sübutu halinde ise özel şirket elemanı olması nedeniyle kamu görevlisi sayılamayacağı eyleminin TCK"nun 204/1. maddesindeki resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilmeden eksik inceleme sonucu suç vasfının yanlış tayini ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Kabule göre de;
Hüküm tarihinden önce 08.02.2008 günlü 26781 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK.nun 231. maddesi gereğince sanık hakkında "hükmün açıklanmasının geri bırakılması"na karar verilip verilmeyeceği hususunun kararda tartışmasız bırakılması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 30.03.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.