14. Hukuk Dairesi 2015/12232 E. , 2016/3640 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.02.2011 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne, terekenin borca batık olduğunun tespiti ile mirası reddetmiş sayılmalarına dair verilen 18.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davacının murisi ..."ın 21.08.2010 tarihinde öldüğünü, ölüm tarihine göre terekesinin borca batık olduğunu açıklayarak mirasın hükmen reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacıların.... tarafından yapılan ödemeleri kabul ettikleri böylece terekeyi zımnen de olsa benimsedikleri gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 26.09.2014 tarihli ve 2013/17364- 2014/17274 sayılı ilamı ile ".... MK"nun 550. maddesi gereğince benimseme (tesahüp) şeklinde bir eylem sayılması doğru değildir. Çünkü ölenin eş ve çocuklarına Sosyal Güvenlik Kurumu"ndan yapılan ödeme terekeye dahil değildir. Onun için ödemenin yapılmış olması ret hakkını kullanmaya engel değildir.
Toplanan delillerden mirasbırakanın hiçbir mal varlığı olmadığı gibi, davalı kurum tarafından 8.071,00 liralık alacak için icra takibi yapıldığına ve borcu karşılayacak tereke aktifi bulunmadığına göre terekenin borca batık olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken isteğin reddi Usul ve Kanun"a aykırıdır..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Yargılama ve hüküm, ancak davanın tarafları hakkında verilebilir. Yargılama giderleri de hükmün sonuçlarına göre tarafların sorumlulukları ile ilgili bulunduğundan, hüküm ile birlikte karara bağlanması gerekir (29.5.1957 tarih ve 4/16 sayılı İBK).
Yargılama giderleri 6100 sayılı HMK"nın 323 ila 333. maddelerinde düzenlenmiş; vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücretinin de yargılama giderlerinden olduğu açıklanmıştır. Ayrıca aynı yasanın 330. maddesinde vekil ile takip edilen davalarda mahkemece, kanuna göre takdir olunacak vekalet ücretinin, taraf lehine hükmedileceği de açıkça belirtilmiştir.
Bu itibarla, yargılama giderleri, aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir ve vekalet ücreti de yargılama giderlerindendir.
Diğer yandan, 4667 sayılı Yasanın 77. maddesi ile değiştirilen 1136 sayılı Avukatlık Yasası"nın 164/son maddesindeki düzenlemede; dava sonunda, karar ile tarifeye dayalı olarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücretinin avukata ait olacağı belirtildiği gibi; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde "yargı yerlerince avukata ait olmak üzere karşı tarafa yükletilecek vekalet ücreti" biçiminde bu hükme paralel bir düzenleme de yer almıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere gerek Avukatlık Yasası ve gerekse de yasaya dayalı olarak hazırlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde yer alan düzenlemeler; 6100 sayılı HMK"nın davanın taraflarına ve hükmün kimlere yönelik olarak kurulacağına ilişkin hükümlerini kaldırıcı veya değiştirici nitelikte olmadığı gibi Avukatlık Yasası"ndaki, "vekalet ücreti avukata aittir" biçimindeki düzenleme hükmü kuran mahkemeye değil, vekil ile vekil edene yönelik bir kuraldır.
Açıklanan nedenlerle, taraf sıfatı bulunmayan vekil yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın HUMK"nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca hüküm sonucunun ikinci paragrafının hükümden çıkartılarak yerine "Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilmesi gereken 1,500,00 TL maktu ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine" cümlesinin yazılmasına, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.