15. Ceza Dairesi 2019/5186 E. , 2019/8278 K.
"İçtihat Metni"Resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 26/12/2018 tarihli ve 2018/107049 soruşturma, 2018/64668 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Bakırköy 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 06/02/2019 tarihli ve 2019/819 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 24/05/2019 gün ve 94660652-105-34-5189-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13/06/2019 gün ve 2019/62309 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda, müştekinin şikâyeti üzerine yapılan soruşturma sırasında yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda senet üzerindeki imzanın müştekinin eli ürünü olduğunun tespit edildiği, şüphelinin üzerine atılı suçlardan kamu davası açılmasını haklı gösterecek delil elde edilmediğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, müştekinin suça konu bonoyu kendisinin imzaladığını ancak diğer kısımların şüpheli tarafından doldurularak icra takibine konu edildiğini iddia etmesi karşısında ve 10/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda "...imzaların ve yazıların farklı el ürünü olmaları ... imzaların yazılara göre daha eski olduklarını, önceden imzalanmış senedin sonradan doldurulduğunu düşündürmekte ise de, bu yönde bir kanaat oluşturabilmesi için, imzalarla yazıların yaş tayini yönünden değerlendirilmelerinde yarar bulunduğu kanaatine" varıldığı da nazara alınarak, suça konu senet üzerinde ekleme yapılıp yapılmadığı, yazı rakam ve imzaların şüphelinin eli ürünü olup olmadığı, senet içeriğindeki yazı ve rakamların aynı zaman dilimi içerisinde yazılıp yazılmadığı hususlarında kriminal polis laboratuvarı müdürlüğünce düzenlenecek bilirkişi raporu alındıktan sonra şikâyete konu bonoda alacaklı olarak görünen şüpheli ..."nun da ifadesi alınıp toplanacak diğer deliller ve yapılacak inceleme sonucuna göre şüphelinin hukukî durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturmaya dayalı olarak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, Bakırköy 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 06/02/2019 tarihli ve 2019/819 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 16/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.